Alacaklı takip talebinde asıl alacak ve asıl alacağa işlemiş faizi Türk Lirasına çevirerek istediğinden, seçimlik hakkını Türk Lirası yönünden kullandığı ve faiz hesabının Türk Lirası üzerinden yapılması gerektiği-
Yabancı para alacağı üzerinden başlatılan takiplerde alacağın Türk Parası karşılığının gösterilmesi gerektiği, bu hususun kamu düzeni ile ilgili süresiz şikayet konusu olduğu, mahkemelerce resen dikkate alınması gerektiği, takip talebinde ve ödeme emrinde takip alacaklısı tarafından yabancı para alacağının Türk parası karşılığı gösterilmediğinden takibin iptal edilmesi gerektiği-
Türk lirası üzerinden kurulmuş bir sözleşmeyle borçlanılan edimin yabancı para birimi üzerinden ifa edildiği ve bu ödemenin iadesinin (takip tarihindeki Türk lirası karşılığı da gösterilmek suretiyle) yabancı para birimi üzerinden başlatılan icra takibiyle istendiği olayda, iade borcu Türk lirası cinsinden kurulmuş bir sözleşmeyle doğmuş olmasına rağmen, yabancı para birimi üzerinden başlatılan icra takibinin takip tarihindeki kur karşılığını Türk lirası cinsi üzerinden göstermesi ile geçerli bir icra takibi yapıldığının kabulü gerektiği- "Sözleşmenin Türk lirası üzerinden kurulduğu gözetildiğinde davalının yabacı para borcunun söz konusu olmadığı ve takiple sıkı sıkıya bağlı itirazın iptali davasında, taraflar arasındaki borç ilişkisine uygun, geçerli bir takip talebinin varlığından bahsedilemeyeceği" şeklindeki görüşün -Hukuk Genel Kurulunun incelemesi dışında kalması gerekçesiyle- Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
Takibe konu bononun ................ CHF ( İsviçre Frangı ) olduğu, alacak miktarının takip talebinde TL olarak gösterilmediği, re'sen yapılan inceleme sonucu bu hususun görüldüğü, dolayısıyla mahkemece söz konusu icra takibinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Yabancı para borcuna hangi faizin uygulanacağına dair yasanın maddesinin (3095 sayılı kanun 4/a) " Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır." şeklinde düzenlendiği-
Kaydını sildiren davacı öğrencinin ödemiş olduğu öğrenim ücretinin iadesi istemi- Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinde “sabit kur” kararlaştırıldığı anlaşıldığından sabit kur gözetilerek tahsile karar verilmesi gerektiği-
Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklının, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesinin istenebileceği- Dava dilekçesinde TL cinsinden alacak talebinde bulunan davacının, ıslah ile ekleme yaparak yabancı para cinsinden talepte bulunmasının mümkün olmayacağı-
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacının fazla çalışma yapılıp yapmadığı, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı ve çalışmış ise alacakların hesabı ile karşılığı ücretin ödenip ödenmediği, ayrıca yabancı para cinsinden hüküm altına alınan alacaklara uygulanacak faizin türüne ilişkindir...
Davacı tarafça, faturaya dayalı alacaklarının döviz alacağı olduğu, ödemelerin karşılıklarının döviz alacağını karşılamadığı ve bu nedenle icra takibine dayanak kur farkı faturalarının düzenlendiği iddia edilmekle, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 99/2. maddesine uygun talep ve döviz alacağına yine 3095 sayılı Kanun’un 4/A maddesi uyarınca dövize uygulanan faizin istenmesinde takip hukuku açısından herhangi bir usulsüzlük bulunmadığından, usulüne uygun şekilde açılan bu icra takibine vaki itirazın iptali davasında davanın esasına girilip değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesinde Türk Parası olarak talep edilmiş bir alacağın ıslah dilekçesiyle yabancı para üzerinden talep edilmesinin mümkün olmadığı- Fazla çalışmanın ispatı konusunda, dosya içerisinde, işyerindeki çalışma düzenini gösterir işyeri kayıtlarının bulunmadığı ve davacının fazla çalışmalarının tanık beyanlarına göre tespit edildiği, tanıkların beyanları, yapılan işin niteliği değerlendirildiğinde davacının fazla mesaisini 6 gün çalıştığı hafta; 08.00-19.00 saatleri arası yasal ara dinlenme ile haftalık 15 saat, 7 gün çalıştığı hafta ise; davacı lehine hükmedilen hafta tatili alacağı gözetilerek haftanın 6 günü 08.00-19.00 saatleri arası, pazar günü 08.00-17.00 saatleri arası yasal ara dinlenme ile haftalık 15,5 saatle sınırlı olarak ispatladığı-