Davaya konu işletme, davalı şirket tarafından dava dışı şirkete devredilip teslim edildiğinden davacı şirketin davaya konu işletme üzerinde hapis hakkının kalmadığı, bu talep ile ilgili bir karar verilmesine yer olmadığı-
Senedin düzenlendiği tarihte tedavülde olmayan para birimi (YTL) olarak düzenlenen senedin, takip tarihinde (YTL)’nin tedavülde olması halinde senedin geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği—
Hem takip talebinde ve hem de borçluya gönderilen ödeme emrinde takip konusu yabancı para alacağının Türk parası ile tutarının gösterilmemiş olması halinde, kamu düzeninden olan bu hususun icra mahkemesince doğrudan doğruya gözetilerek “takibin iptaline” karar verilmesi gerekeceği-
Eldeki davaya konu davacının kira kaybı giderimi talebiyle ilgili usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine yol açacak bir olgunun varlığı söz konusu olmamakla, mahkemece yapılması gereken işin, öncelikle binaya ilişkin genel ve ferdi iskan ruhsatını, ilgili merciinden getirtmek olmasının gerekeceği, ardından bozma ilamında da açıkça işaret olunduğu üzere konusunda uzman iki inşaat mühendisi ile hukuki yorum ve nitelendirmede yardımcı olmak üzere bir hukukçu bilirkişi tayin edilerek oluşturulacak bu bilirkişi kurulu ile yerinde uygulamalı keşif yapılarak sözleşme içeriği, iskan izin durumu ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirilerek "kira kaybı giderimi" saptanmasının, uygun sonuç çerçevesinde hükme varılmasının gerekeceği-
Sadece «takip talebi»nde veya hem «takip talebi»nde ve hem de «ödeme (icra) emri»nde, takip konusu yabancı para alacağının Türk parası ile tutarının (karşılığının) '- «harca esas değer» olarak- gösterilmemiş olması halinde, icra mahkemesince doğrudan doğruya (kendiliğinden) veya (süresiz) şikayet yoluyla yapılacak başvuru üzerine «takibin iptaline» karar verilmesi gerekeceği, İİK. 58/II-3 hükmünün devletin hükümranlık hakları ve kamu düzeniyle ilgili bir hüküm olduğu–
Sözleşme dışı haksız fiillerde zararın giderilmesinde yabancı paraya hükmedileceğine dair yasalarda bir hüküm bulunmadığından BK’nun 83. maddesinin haksız fiillerde uygulanamayacağı–
Yabancı para alacağına dayalı takiplerde, borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası sonucunda % 40 (şimdi; %20) tazminata yabancı para üzerinden değil takip konusu yabancı paranın takip tarihindeki -döviz satış kuruna göre- Türk parası karşılığı üzerinden hükmedilmesi gerekeceği–
Zayi nedeniyle iptal kararından sonra, çeki elinde bulunduran kişi tarafından borçlu hakkında icra takibi yapılmış olması halinde gerçek hak sahibinin tespiti için çeke dayalı icra takibi yapan kişiye, iptal kararını alan kişiye karşı «çekin iptaline ilişkin ilamın iptali için» dava açmak üzere süre verilmesi gerekeceği-
Yabancı para alacağına dayalı takiplerde alacaklının «tahsil (fiili ödeme) tarihindeki kur üzerinden» ödeme yapılmasını istemiş olması halinde; vâde tarihi bulunan senetlerde «vâde tarihinden tahsil tarihine kadar» vâde tarihi bulunmayan senede dayalı takiplerde ise, «takip tarihinden tahsil tarihine kadar» ‘yabancı para faizi’ (3095 s. K. 4/a) talep edilebileceği (yani devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vâdeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faizin hesaplanması gerekeceği)—
İİK. 58/II-3 hükmü kamu düzeni ile ilgili emredici bir hüküm olduğundan, takibin -takip talebi ve ödeme emrinde takip konusu yabancı para alacağının Türk parası karşılığı gösterilmeden- «yabancı para» olarak kesinleşmesi halinde infaz kabiliyeti olmayacağı ve icra mahkemesince doğrudan doğruya(veya «süresiz şikayet» yoluyla yapılacak başvuru üzerine «takibin iptaline» karar verilmesi gerekeceği–