Davacının alacağına dair seçim hakkını dava dilekçesinde TL yönünden kullandığı ve iradesini bu yönde beyan ettiği anlaşıldığından yenilik doğuran hak niteliğinde olan bu seçimini ıslah suretiyle USD olarak değiştiremeyeceği-
Davalının sigorta sözleşmesi çerçevesinde sorumlu olduğu gerçek zararın tespitinde inceleme yapılması zorunlu olup bu husus resen araştırılması gereken bir konu olduğundan davalının eksik bilgi ve belgeler üzerinden verilmiş bilirkişi raporuna itiraz etmemesi karşı taraf lehine usulî kazanılmış hak doğurmayacağı-
Davacı tarafından 1.880,80 Euro paket tur ücretinin ödendiği, TBK 99. maddesi gereğince davacı alacaklının seçimlik hakka sahip olduğu, davacının dava dilekçesinde ödediği bedelin dava tarihi olan 05.05.2021 tarihindeki kura göre karşılığı olan 18.919,543 TL'nin davalılardan tahsilini talep ederek seçimlik hakkını bu yönde kullandığı dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken paket tur ücretinin ödemesinin yapıldığı 25.10.2019 tarihindeki kur üzerinden yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu-
Yabancı para alacağına ilişkin davada, istinaf ve temyizde kesinlik sınırının karar tarihindeki kura göre belirleneceği- Davalılar yönünden hükmedilen ve istinaf istemine konu edilen dava değeri 3.900,28 Euro olup ilk derece mahkemesinin karar tarihi itibarıyla 3.900,28 Euronun 112.770,74 TL'ye karşılık geldiği ve istinaf kesinlik sınırı olan 17.830,00 TL'nin üzerinde olduğu- Yabancı para alacakları bakımından kanun yoluna başvuru halinde hangi tarihteki yabancı para kurunun esas alınması gerektiği konusunda HMK'da açık bir düzenleme bulunmamakta olup öğretide de görüş birliği bulunmasa da, kesinlik sınırının hak arama hürriyeti, adil yargılanma ve mahkemeye erişim hakkı ile doğrudan ilişkili olduğu gözetilerek değerlendirme yapılması gerektiği-
Yıllık ücretli izin alacağına işletilecek faizin başlangıç tarihinin arabuluculuk son tutanak tarihi olduğu- Mahkemece; yıllık ücretli izin alacağı yönünden hem arabuluculuk son tutanak tarihi olan temerrüt tarihinden hem de vade (muacceliyet) tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının infazda tereddüte yol açacak mahiyette olduğu-
Davalı bankanın internet bankacılığı üzerinden davacının izni dışında gerçekleştirilen işlemler nedeniyle uğradığı zararın tazmini ve kredi borçlarının iptali istemi- Davacının, bankanın müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında yaptığı işlemler sonucu zarar ettiğini ve buna bağlı olarak rızası dışında çekilen krediden dolayı bankaya borçlanmadığını iddia ederek tazminat talep ettiği- Bölge Adliye Mahkemesince, eksik ve hatalı gördüğü hususlara yönelik olarak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması, dosyadaki delillere göre davaya konu olayın gerçekleşmesi ve zararın doğmasında hangi tarafın kusurlu olduğunun veya kusurun paylaştırılıp paylaştırılamayacağının tespit edilmesi gerekirken, re'sen kusur oranlarının yeniden belirlenmesi ve bilirkişi raporlarının aksine tüm kusurun yetersiz gerekçelerle davalı bankaya yüklenmesinin doğru olmadığı-
Alacaklı, talebiyle bağlı kalmak ve takip talebindeki %10 oranını aşmamak kaydıyla yabancı para alacağı olan asıl alacak için 3095 Sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğince takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faiz talep edebileceğinden, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun takip sonrası işleyecek faiz oranına yönelik itirazının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Takip talebi ve ödeme emrinde yabancı para alacağının TL karşılığı gösterilmiş ise de  takip talebi ve icra emrinde yabancı para alacağının aynen tahsili talep edilmiş olup, TBK kapsamında alacaklıya tanınan seçimlik haklardan hangisinin tercih edildiğinin gerek takip talebi gerekse icra emrinde gösterilmediğinin anlaşıldığı, o halde ilk derece mahkemesince, yabancı para alacağı olan EURO alacağının aynen tahsili talep edilmekle birlikte bu alacağın hangi tarihteki kur üzerinden istendiği belirtilmediğinden davacı borçlu yönünden re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığı ve davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin dava konusu yabancı paranın dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanmasının yerinde olduğu-
Taraflar arasındaki eser sözleşmesinde iş bedelinin dolar cinsinden kararlaştırıldığı, davacı iş sahibi tarafından mevcut dekontlara göre toplam 26.000 USD karşılığı 28/09/2007 tarihinde 10.000 USD, 09/05/2008 tarihinde de 16.000 USD karşılığı 20.250,54 TL ödeme yapıldığı - Davacının sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin iadesi talebinin bulunduğu- Davacının dava dilekçesinde 26.000 USD’nin talep sonucunda belirtilen ödeme tarihlerinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte aynen ya da fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının davalıdan tahsili talebinde bulunduğu, bu nedenle temerrüt tarihi de göz önüne alınarak mahkemece dolar cinsinden tahsil ve buna göre işleyecek faize karar verilmesi gerektiği -