Alacaklı, talebiyle bağlı kalmak ve takip talebindeki %10 oranını aşmamak kaydıyla yabancı para alacağı olan asıl alacak için 3095 Sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğince takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faiz talep edebileceğinden, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun takip sonrası işleyecek faiz oranına yönelik itirazının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Takip talebi ve ödeme emrinde yabancı para alacağının TL karşılığı gösterilmiş ise de takip talebi ve icra emrinde yabancı para alacağının aynen tahsili talep edilmiş olup, TBK kapsamında alacaklıya tanınan seçimlik haklardan hangisinin tercih edildiğinin gerek takip talebi gerekse icra emrinde gösterilmediğinin anlaşıldığı, o halde ilk derece mahkemesince, yabancı para alacağı olan EURO alacağının aynen tahsili talep edilmekle birlikte bu alacağın hangi tarihteki kur üzerinden istendiği belirtilmediğinden davacı borçlu yönünden re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklının takip talebinde 10.009.362,04 USD asıl alacak, 62.558,51 USD takip öncesi faiz ve 800.748,96 USD %8 KDV olmak üzere toplam 10.872.669,51 USD alacağın faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiğinin, ayrıca harca esas değerin Türk Lirası olarak gösterildiğinin, ödeme emrinde alacağın takip talebinde belirtildiği şekilde yine USD olarak talep edildiğinin, ''fiili ödeme tarihi'' ibaresinin ödeme emrine yazıldığının, dolayısıyla alacaklının takip talebinde USD asıl alacağın aynen tahsilini istediğinin anlaşıldığı, alacaklının icra müdürlüğünce harcın hesaplanabilmesi için harca esas değer olarak 213.130.049,09 TL'nin gösterilmiş olmasının alacağın Türk Lirası olarak talep edildiği sonucunu doğurmayacağı, alacaklı takip talebinde yabancı paranın aynen tahsilini talep ettiği takip talebinde İİK'nın 58/3. maddesinde öngörülen yabancı paranın fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödenmesi hususunun yer almadığı, bu eksikliğin kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re'sen dikkate alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi, maddi sonuçlarının ortadan kaldırılması ve maddi manevi tazminat istemlerine ilişkindir...
Mahkemece; takip talebinde USD alacağının takip tarihindeki Türk Lirası karşılığının gösterilmesinin harca esas değer niteliğinde olduğu, ilamda yer alan alacak hakkından vazgeçildiği anlamına gelmeyeceği dikkate alınarak borçlu tarafından ileri sürülen şikayet konularının gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle değerlendirilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki Yat Sigorta Poliçesi kapsamında fırtına nedeniyle hasarlanan teknenin uğramış olduğu zararın tahsili istemine ilişkindir...
Davalı/karşı davacı kiraya veren; karşı davada, kira alacağının, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeniyle makul süre kira tazminatı, kira bedellerinin stopajı ve gecikme faizi talep etmiş olup 24.03.2015 tarihli dilekçesinde alacak kalemlerini Türk Lirası olarak talep ettiğini açıkça beyan ettiği- Islah dilekçesi ile makul süre kira tazminatı, stopaj bedeli ve işlemiş faiz alacağına ilişkin talebini arttırdığını ve alacağı USD olarak istediği; taraflar arasındaki kira sözleşmesinde kira bedeli USD olarak belirlenmiş ise de kiraya verenin seçimlik hakkını Türk Lirası olarak kullandığı, seçimlik hakkını Türk Lirası olarak kullandıktan sonra bu seçiminden vazgeçerek yabancı para veya kur farkı adı altında bir talepte bulunamayacağı-Islah ile daha öncesindeki seçimlik hakkın kullanımından dönülemeyeceği gözetilerek karşı davadaki kiraya verenin talepleri yönünden Türk Lirası olarak hüküm kurulması gerekirken yabancı para cinsi üzerinden hüküm kurulmasının isabetli olmadığı- İlk Derece Mahkemesince; kiracı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verildiği, hükmedilen alacağın ana para ve işlemiş faiz toplamı olduğu ve bu nedenle, sadece asıl alacağa faiz işletilmesi gerekirken faize faiz yürütülmesi sonucunu doğuracak şekilde asıl alacak ile işlemiş faiz toplamına faiz yürütülmesinin de usul ve kanuna aykırı olduğu-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, brüt kira bedeli üzerinden kira alacağı hesaplanmış ise de, davacı/karşı davalı kiracının vergi dairesine yatırılacak vergiler düşülerek net kira bedeli ödemekle yükümlü olduğu, dolayısıyla, kira bedelinin net olarak ödenmesi gerektiği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde brüt kira bedeli üzerinden hesaplanan kira alacağına hükmedilmesinin doğru görülmediği- Davalı/karşı davacı kiraya verenin, karşı davada ıslah dilekçesi ile makul süre kira tazminatı, stopaj bedeli ve işlemiş faiz alacakları yönünden talebini arttırdığı, ıslah talebine karşı davacı/karşı davalı vekilinin, ıslah edilen miktar yönünden zamanaşımı itirazında bulunduğu, davacı/ karşı davalı vekilinin zamanaşımı itirazı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda bir karar verilmemesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının her iki icra takibinin talep tarihleri arasındaki zaman diliminin yakın olması, her iki takibinde de aynı ............ USD’lik faturaya dayanması ve asıl alacak bedelinin rakamsal olarak aynı olup para birimleri yönünden farklı olduğu göz önünde bulundurulup ilk takibin maddi hataya dayalı icra takibi olduğu ve TBK’nın 99. maddesi kapsamında seçimlik hakkın kullanılmadığı gözetilip Bölge Adliye Mahkemesince işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir iken, davanın usul yönünden reddine karar verilmesinin olmadığı-
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacıya teslim edilecek ürünlerin üç yıl garanti kapsamında olduğu, bakım- onarım sözleşmesi gereğince donanım arızaları için arıza giderme süresinin PTT'ce firmanın çağrı merkezine faks ile arızanın bildirildiği andan, firmanın arızalı cihazı teslim aldığı PTT birimine cihazı tam çalışır halde teslim ettiği ana kadar geçen süre olacağı ve bu sürenin 48 saat olduğu, bu sürenin aşılması durumunda ceza hükümlerinin uygulanacağı, sözleşmede uygulanacak cezanın hesaplanması yönteminin gösterildiği, hükme esas bilirkişi raporundan 26/05/2004 teslim tarihine göre 3 yıllık garanti süresinin 26/05/2007 tarihinde sona ermiş olduğu, bakım ve onarım sözleşmesi gereğince arıza bildiriminde 48 saatlik sürenin geçirilmesi halinde gecikme cezasının uygulanması gerektiği, mause ve klavyenin kullanıma bağlı olarak arızalanabileceği, dosyaya kazandırılmış olan arıza bildirim formları(taraflarca sunulan formlar karşılaştırılmak suretiyle) esas alınarak yapılan hesaplamada mause ve klavye arızaları nedeniyle geçen süre dikkate alınmayıp bu cihazların bire bir yenisiyle değiştirileceği kabulune göre arıza bedelinin belirlendiği, diğer monitör ve kasa arızalarıyla ilgili olarak ise gecikilen günler için yapılan ceza hesabında maksimum ceza miktarının cihaz bedelini aşmayacak şekilde hesaplandığı, garanti süresi geçtikten sonra davalıya bakım ve onarıma verilmiş olan cihazlarla ilgili (monitör, kasa, mause ve klavye) gecikme cezasının hesaplanmadığı, bakım ve onarımı davalı tarafça geç gerçekleştirilen arızalar için davacının davalıdan 15.833,56 USD gecikme cezası talep edebileceği belirli olduğu, hükme esas alınan raporun denetime elverişle ve hükme esas almaya uygun olduğu- Eser sözleşmesindeki cezai şartının yabancı para birimi ile belirlenebileceği- Dava tarihindeki kur üzerinden vekalet ücreti hesaplanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı- "Mahkemece yabancı para cinsinden hüküm kurulduğundan, vekâlet ücretinin de döviz alacağının karar tarihindeki kur üzerinden TL karşılığı ve yine karar tarihindeki AAÜT dikkate alınarak hesaplanması gerektiği" görüşünün benimsendiği- "Yabancı paranın değeri serbest kur rejimi nedeniyle sürekli değiştiğinden, yasal sınırların belirlenmesinde ve vekalet ücretinin takdirinde hüküm tarihinin esas alınması gerektiği, hükmolunan şeyin gerçek ve güncel değerini yansıtması, taraflara yüklenen hak ve borçların yabancı paranın hüküm tarihinde TL karşılığının olacağı ilam icra dairesi aracılığıyla infaza verildiğinde; bu değerin esas alınacağı gözetildiğinde, gerek vekalet ücreti gerekse genel olarak parasal sınırların belirlenmesinde kullanılan ölçütlere göre temyiz sınırı ve harç bakımından yabancı paranın karar tarihindeki kur karşılığının esas alınması gerektiği" görüşünün de benimsendiği-
Erken tahliye nedeniyle kira kaybı, cezai şart ve hor kullanma tazminatı istemi; birleşen davada, kira bedelinin istirdatı ve faydalı masraf alacağı istemlerine ilişkin uyuşmazlıkta, Davada verilen bozma kararlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, taraflar arasında geçerli olarak kurulan sözleşmenin 10 uncu maddesinde, kiracının kiralananı kira süresi dolmadan tahliye etmesi halinde, bir kerede ve nakden tahliye esnasında 10.000 USD ödeneceğinin kararlaştırıldığı, ilgili hükme ilişkin verilmiş herhangi bir uyarlama kararının bulunmadığı, bu maddeye dayalı olarak asıl davada cezai şart alacağının yabancı para olarak tahsilinin talep edildiği, bu durumda Mahkemece ödeme tarihindeki kur üzerinden Türk Parası karşılığı olarak icra işlemlerine esas olmak üzere aynen ödeme kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalı/birleşen dosyada davacı vekilinin karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği-