Takip borçlusundan hacizle yükümlü olarak 24.03.2017 tarihinde satın alan yeni taşınmaz malikinin haczin düştüğüne dair şikayette bulunma hakkının olduğu, davacı vekilinin hacizlerin kaldırılması için 17.01.2018 tarihinde talepte bulunduğu, talebin İcra Müdürlüğünün 17.01.2018 tarihli kararı ile reddedildiği, hacizden itibaren yasal süresi içinde satış talep edilmediği için, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davada şikayet tarihi itibarıyla hacizler ayakta ise de yargılama esnasında hacizlerin düştüğü ve hacizlerin ............. tarihinde alacaklı tarafından yenilendiği, şikayet ise 2017 tarihinde konulan hacizlere yönelik olmakla, dava konusu olmayan 2019 tarihindeki yeniden konulan hacizlere ilişkin bir yargılama yapılmasının mümkün bulunmadığı-
Takibin tarafı olmayan şikayetçi (iptal davasının davalısı) üçüncü kişinin, dosyanın işlemden kaldırılmasını (İİK. 78) talep edemeyeceği- Aktif husumetin dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar mevcut olması gerektiği- Taşınmazın kayden maliki olan şikayetçi-üçüncü kişinin İİK. 106, 110 gereğince şikayette bulunmakta aktif husumeti bulunsa da, şikayet tarihi itibariyle bulunan aktif husumetin, şikayetçinin kayden maliki olduğu taşınmazın ihalede davalı alacaklıya satılması ve ihalenin kesinleşerek  tescil yazısının yazılması ile sona erdiği-
İlgili kanun hükmü gereği satış bedelinin paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı görülmekle, satış talebinden ihale tarihine kadar olan paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınmasının gerektiği, somut olayda, satışı istenen pay senetlerinin takdir edilen muhammen değerinin 453.953,61 TL, ihale bedelinin ise 230.000,00 TL olduğunun anlaşıldığı, şikayete konu menkulün ihalesi için icra müdürlüğünün ............. tarihli yazısına göre gazete ilanı dahil toplamda 9.904,03 TL satış masrafı yapıldığı anlaşılmakla ihalesi yapılan menkul için muhammen değerin yüzde ellisine 9.904,03 TL satış masrafının eklenmesi halinde ortaya çıkan değerin ihale bedeli ile karşılanmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesinin isabetli olduğu-
İmzaya itirazın kabulüne ilişkin kararın kesinleşmesi, takibin iptaline ilişkin kararın sonuçlarını doğuracağından takip dosyasındaki tüm hacizlerin kaldırılması gerektiği ayrıca icra takibi, mahkeme kararı ile iptal edilmişse artık iptal edilen takip dosyası üzerinden ihtiyati hacizlerin varlığını sürdürmesi mümkün olmadığı, bir başka ifade ile; takibin iptali kararıyla birlikte icra takibi ortadan kalktığından ihtiyati haczin infazına ilişkin işlemler de kendiliğinden hükümsüz hale geleceğinden dosyadaki davacı şirket aleyhine tesis edilen hacizlerin de imzaya itirazın kabulüne ve takibin durmasına dair kararın kesinleşmesi ile birlikte ortadan kaldırılması gerekeceği-
Yerleşik Yargıtay deneyimlerinin usulüne uygun bir satış talebinden bahsedilebilmek için açık ve sarih satış talebi olması gerektiğine işaret ettiği, hal böyle olunca alacaklının bir yıllık süre içinde müdürlüğüne hitaben açıkça bir satış talebinin olmadığı kanısına varılmış olup haczin düştüğünün sabit hale geldiği görülmekle; alacaklı tarafından yasal süre içinde satış istemi avansının yatırılmadığı, yatırılan avansın kıymet takdiri ve diğer işlemlere ilişkin olduğu, bu nitelikteki bir satış talebinin haczin düşmesini önlemeyeceği-
Şikayet tarihinden önce haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığının kabulü gerekeceği- Bununla birlikte, şikayet tarihi itibariyle satış isteme sürelerinin henüz dolmadığı hallerde, şikayetin incelenmesi sırasında 'haczin ayakta olup olmadığı'nın mahkemece değerlendirilmesi ve haczin düştüğünün tespiti halinde, şikayetin konusuz kaldığının kabulü gerekeceğinden, 'şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına' hükmedilmesi gerekeceği- Taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesinin zorunlu olmadığı; İİK.’nin 106 ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce 'haciz kararının verilme tarihi'nin esas alınması gerekeceği-
İpoteğe konu taşınmaz üzerindeki şerhin kaldırılmasına yönelik alacaklı vekilinin talebi alacağın tamamının haricen tahsil edildiğine karine teşkil ededeği-
Haciz isteme hakkı ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren bir sene geçmekle düşeceğinden ve icra dosyasında ilk haciz talebi 14.12.2017 tarihinde yapılmakla, alacaklı tarafından süresinde haciz istendiğinden dosyanın işlemsiz kaldığından bahsedilemeyeceği, davalı alacaklı taşınmazlara haciz konulan 12.07.2019 tarihinden itibaren İİK 106. madde gereğince bir yıl içinde satış istememiş ve İİK 106. madde gereğince taşınmaz üzerindeki haciz kalkmış ise de davacı tarafın hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği 01.04.2021 tarihinde davalı alacaklı da taşınmazlara haciz konulmasını talep ettiğinden müdürlüğün hacizleri kaldırmadan yeniden taşınmazlara haciz koymasında usulsüzlük bulunmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince, Dairenin bozma kararından önce verilen kararda, ihalenin feshi isteminde zarar unsuru bulunmadığından bahisle şikayet dilekçesinde ileri sürülen hususlardan sadece süresinde satış avansı yatırılmaması nedeniyle haczin düştüğüne dair iddianın incelendiği belirtilerek sonuca gidildiği, şikayette ileri sürülen sair fesih iddialarının ise hiç incelenmediği, Dairenin bozma ilamı ile; yasal süresi içerisinde satış avansı da yatırılmak suretiyle usulüne uygun olarak satış istendiğinden aksi yöndeki Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinin yerinde olmadığına değinildikten sonra, taşınmaz muhammen bedelin üzerinde satılmış olsa dahi, borçlunun şikayet dilekçesinde, satış ilanı ile kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiği ile birlikte kıymet takdirinin düşük belirlendiğine ilişkin iddialarının da bulunması karşısında, bu hususlara yönelik istinaf nedenlerinin de incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulduğu, ......... tarihli duruşmada Dairenin bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde; bozma kararında belirtildiği üzere kıymet takdiri raporu ile ilan tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olup olmadığı ile birlikte kıymet takdirinin düşük belirlendiğine ilişkin iddialar incelenmeksizin karar verildiği ve bu suretle Dairenin bozma kararının gereği gibi yerine getirilmediğinin anlaşıldığı-