Davacının, "kanal" vasfı ile kayıtlı olduğu anlaşılan taşınmaz üzerinde tarım yapması ve davalıya karşı komşuluk hukukuna dayalı olarak zarara uğradığını iddia ederek tazminat talep etmesinin mümkün olmayacağı-
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkin açılan davada; davalıların binasındaki pencerenin salt ruhsatsız ve imara aykırı bulunması TMK’nun 737. maddesi uyarınca kal'ini gerektirmeyeceği gibi yapının imara aykırı olması yanında bir zararın doğması da şarttır. Mahkemece, yeni bir keşif yapılarak davalıların açtığı pencerelerin davacıya zarar verip vermediği, vermiş ise somut zararın ne olduğu hususunda gerekli inceleme ve araştırmaların yapılması, bu pencerelerin komşuluk hukuku açısından katlanma yükümlülüğü kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Ana yapının çatısının davalı şirkete kiralanması için bir kısım kat maliklerinin yöneticiyi yetkilendirmek suretiyle davalı şirket ile baz istasyonu kurulması konusunda kira sözleşmesi yapılmasına ilişkin karar aldıkları ve bu doğrultuda davalı … A.Ş. ile yönetici ve kat maliklerinden 3 kişinin kira sözleşmesi düzenlendiği; mahkemece buna göre kira sözleşmesinin dayanağını teşkil eden kat malikleri kurulu kararına olumlu oyları ile katılan ve o kararda imzası bulunan aynı zamanda kira sözleşmesinde de imzaları bulunan kat maliklerinin davaya dahil edilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği-
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olmasının aranmadığı, davada objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılması gerektiği ve taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengeleri gözetilerek bunların en uygununa karar verilmesi gerektiği- Davacının, kendi taşınmazı üzerine ruhsatsız olarak yapılan yapının taşınmazına zarar verdiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve kal istemiyle açmış olduğu davada, davalı tarafın kendi taşınmazı içinde yaptığı eklenti bina ve tuvaletten davacının zararının olup olmadığı, olmuş ise ne olduğu hususu araştırmadan salt eklentinin ruhsatsız ve imara aykırı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Eski hale getirme ve ecrimisil istemine ilişkin davada ;eski hale getirme masraflarının, yer bedelinden fazla olması halinde taşınmazın yer bedeline hükmedilip, bu kısımdaki tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline; yer bedelinin fazla olması halinde ise eski hale getirme bedeline hükmedilmesinin gerekeceği-
Komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi amacıyla açılan davada, davalıya dava dilekçesi ekli duruşma gününü bildirir davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden yargılamaya devam edilemeyeceği- HMK’nın “hukuki dinlenilme hakkı” başlıklı  27. maddesine göre hakimin tarafları, müdahilleri ve yargılamanın diğer ilgililerini  kendi haklarıyla  bağlantılı  olarak  dinlemesi,  savunma  ve  delillerini  tespit  etmesi zorunlu olduğundan, koşulun yerine getirilmesi için yargılama aşamasında sözü edilen ilgililere yöntemince davetiye gönderilmesi gerektiği-
Adli yargıda görülecek davalarda, davanın kabul edilebilmesi için öncelikle baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit değerlere uygun bulunmadığı ve sağlığa zarar verdiğine ilişkin iddiaların bilimsel delillerle kanıtlanması gerektiği-
Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağının araştırılması; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmasının gerekeceği-
Taşınmazda doğrudan fiili bir hakimiyeti bulunmayan kişilerin, mülkiyet hakkının zarar verici şekilde kullanıldığını iddia ediyorlarsa, TMK’nın 730, 737. maddelerine göre değil, kamu hukukuna ilişkin öteki kanunlara göre dava açmaları gerekeceği-
Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengelerini gözetilerek bunların en uygununa karar verilmesinin gerekeceği-