Borçlunun 3.kişilerdeki (bankalardaki) alacağının (mevduatının) menkul hükmünde olduğu, bankadaki mevduatın haczi için “haciz tutanağı” düzenlenmesi için bankaya gidilmesine gerek bulunmadığı, haciz tutanağının icra dairesinde düzenlenip, haczi yapan memur, alacaklı (ve borçlu) tarafından imza edileceği, ayrıca bankaya haciz ihbarnamesi gönderilmesinin, bankadaki mevduatın borçluya ödenmesini önleyen bir muhafaza tedbiri olduğu, haciz yazısını alan bankanın artık borçluya ödeme yapamayacağı; bankadaki mevduatın bulunmaması halinde İİK.nun 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısının İİK.nun 89. maddesindeki sonuçları doğurmayacağı ve borç bankanın zimmetinde sayılmayacağı-
Takibin kesinleşmesi üzerine alacaklının doğrudan borçlunun üçüncü kişideki malları/paraları üzerine haciz koydurabileceği gibi, üçüncü kişideki hak ve alacakları üzerine İİK. 89’a göre “haciz ihbarnamesi” de gönderebileceği-
İcra Dairesini haciz bildirisini alan anonim şirket, çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorundadır; ancak, çıplak pay haczi, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, (haciz bildirisinin) anonim şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılacağı-
Özel yediemin depolarına ilişkin ücret uyuşmazlıklarında, Adalet Bakanlığı’nca açılıp işletilen yediemin depolarında uygulanmakta olan ücret tarifesinin uygulanması gerekeceği-
Özel yedieminlik yapan davacının kendisi ile takip alacaklısı arasında yapılan yedieminlik sözleşmesine göre değil, Adalet Bakanlığı’ nın “depo ve garaj yönetmeliği” hükümlerine göre yedieminlik ücreti talep edebileceği-
Anonim şirketlerde hisse senedi çıkarılması zorunluluğunun bulunmadığı; eğer çıkarılmışsa bunlar kıymetli evrak niteliğinde olduğundan, icra müdürü tarafından İİK.nun 88. maddesine göre fiilen el konularak haciz işleminin gerçekleştirileceği, hisse senedi çıkarılmamış ise anonim şirketteki borçlu hissesinin İİK.nun 94. maddesine göre haczedilebileceği-
İİK.nun 88/III maddesine dayalı olarak yapılan muhafaza işleminin kaldırılması konusunda icra mahkemesince verilen kararın kesin olup temyiz edilemeyeceği-