TBK'nın 583. maddesinin kefaletin geçerli olması için kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla ve bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğunu öngördüğü-
İİK.’nun 10. babında gayrimenkullerin tahliyesine yönelik olarak özel hükümlerin öngörüldüğü, anılan kanunun 269 d maddesinin, aynı kanunun 62, 63, 65, 66, 68, 70, 72. madde hükümlerinin kıyas yolu ile burada da uygulanacağını bildirdiği, İİK.’nun 70. maddesinde itirazın duruşmalı olarak incelenmesi esasının benimsendiği, bu bağlamda, daha özel bir kanun olan İİK.’daki usul hükümlerinin daha genel bir kanun olan HMK.’u ile değiştirildiğinin söylenemeyeceği-
Davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın kaldırılması istemine ilişkin davada, davalı borçlu şirket kira sözleşmesinin tarafı olmadığını ileri sürerek husumet itirazında bulunsa da, taraflar arasında daha önce görülüp, kesinleşen davada, davalı, kiracılık sıfatına itiraz etmeyip, düzenli olarak kira bedelini yatırdığından, kira sözleşmesinin tarafı olduğunu zımni olarak kabul ettiğinin kabulü ile husumet yokluğundan davanın reddedilmemesi gerektiği-
Avukatlık ücret sözleşmesi -İİK. 68/I’de yazılı belgelerden olmadığı için- buna dayanılarak yapılan icra takibinde, alacaklının «itirazın kaldırılması talebinin reddine» karar verilmesi gerekeceği–
Takip dayanağının ... Yapılandırma Taahhüdü'nün İİK'nun 68. maddesinde belirtilen belgelerden olmadığı açık olup, borçlu tarafından takibe konu asıl hukuki ilişki ve borç da kabul edilmediği anlaşıldığından; mahkemece alacaklı tarafın itirazın kaldırılmasını isteminin reddi gerekeceği-
İcra mahkemesince, alacaklının itirazın kaldırılması istemi, takip dayanağı belgenin İİK'nun 68. maddesinde belirtilen belgelerden olmadığı gerekçesiyle işin esası incelenmeksizin reddedildiğinden ve bu durumda borçlu yararına tazminata hükmedilmesi için yasada öngörülen "talebin esasa ilişkin nedenlerle reddi" koşulu oluşmadığından, alacaklının tazminatla sorumlu tutulamayacağı-
İtirazın kaldırılmasında, talep olmadan, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmemesi gerekeceği-
Alacaklının, hakkında yapılan ilamlı icra takibi nedeniyle borcun tamamını ödemesi üzerine, ilamın diğer borçlusu olan muteriz borçludan rücuen tahsil amacıyla genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yaptığı uyuşmazlıkta, borçluların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna dair ilamın, bu ilam gereği borcu ödemek zorunda kalan tarafın diğer ilam borçlusuna rücu edebileceği miktara ilişkin olarak, İİK'nun 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını içeren bir belge niteliğinde olmadığı ve alacaklının anılan ilama dayalı olarak itirazın kaldırılmasını isteyemeyeceği, ilamın müteselsil borçlusu olan alacaklının, ilam gereği ödemek zorunda kaldığı miktarın ne kadarı için ilamın diğer müşterek ve müteselsil borçlusuna rücu edebileceği yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece, itirazın kaldırılması isteminin reddi gerekeceği-
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine borç ödemeden aciz vesikasına dayalı olarak takip başlatıldığı, borçlunun icra dairesinde yaptığı borca itirazında, alacağa ilişkin 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek borca itiraz ettiği ve zamanaşımına dayanan borca itirazın alacağın esasına yönelik bir itiraz olmadığından dolayı itirazın kaldırılması istemi de esasa ilişkin olmayan bir nedene dayanmamakta olduğundan, itirazın kaldırılması istemi esasa ilişkin olmayan nedenle yerinde bir gerekçe ile kabul edildiğine göre, borçlu aleyhine tazminatı hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun “Alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi" başlıklı takip dayanağı belgedeki imzasına itiraz etmediği anlaşıldığından, belgenin İİK. 68/1. kapsamında imzası ikrar edilen kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğinin kabul edileceği- Alacaklının, takibe konu alacağın İİK. 68/1’de sayılan belgelerden biri ve bilirkişi raporu ile kanıtladığı, ancak borçlunun, borca itirazını aynı nitelikte bir belge ile ispat edemediği, o halde mahkemece, itirazın kesin kaldırılmasına karar verilmesinin gerekeceği-