Borçlunun itiraz dilekçesinde "borcun 43.553,90 lirasının taraflarınca ödendiğini, kalanının da alacaklı taraftan olan kendi alacaklarına takas edilmek suretiyle ödendiğini" belirtmiş olması halinde alacaklının dayandığı belgenin İİK. 68/I'de öngörülen belgelerden olup olmadığının araştırılmasına gerek kalmadan icra mahkemesince 'borçlunun itirazının kesin olarak kaldırılmasına' karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca; icra mahkemesinin, aynı Kanun'un 68/a maddesine göre yapacağı inceleme sonunda inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığı kanaatine varırsa, itirazın kabulü ile birlikte takibin durdurulmasına ve 4. fıkra uyarınca alacaklının senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, borçlu yararına takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10’u oranında para cezasına hükmetmesi gerekeceği-
Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklının itirazın kaldırılmasını isteyebileceği; somut olayda; takibe dayanak yapılan belge, İİK.'nun 143. maddesi uyarınca verilmiş kesin aciz vesikası olup, İİK.'nun 68/1. maddesinde sayılan belgelerden olduğu-
İcra mahkemesince, alacaklının itirazın kaldırılması istemi, işin esası incelenmeksizin borcun muaccel olmayan kısmı yönünden reddedildiğinden alacaklı aleyhine itirazın kaldırılması talebinin reddedilen kısmı üzerinden İİK'nun 68/son maddesi uyarınca tazminata hükmedilmemesi gerekeceği-
Alacaklının, kefillik borcu nedeniyle yapılan, banka borç ödeme dekontuna dayalı olarak kefil sıfatıyla ödediği miktarın, borçlulardan rücuen tahsili amacıyla genel haciz yolu ile takibe konu banka dekontlarının İİK'nun 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını içeren belge niteliğinde olmadığı-
HUMK. 76/4 (HMK. 33) gereğince, hukuki tavsifin hakime ait olduğu, hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve neticei taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleri ve onların tavsifleri ile bağlı olmadığı, kanunları resen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki neticei talepleri karara bağlamakla mükellef olduğu ( İBK. 04.06.1958 T. E: 15, K: 6)-
Zamanaşımı itirazı, esasa ilişkin itiraz nedenlerinden olmadığından, itirazın kaldırılması talebinin reddi halinde alacaklının tazminatla sorumlu tutulamayacağı-
Bankadan getirtilen hesap özetinde davalı tarafından bir kısım ödemelerin yapıldığı görülmekte ise de bunların hangi ay kirası olduğunun belli olmadığı, yapılan ödemelerde ay belirtilmediğinden, alacaklının TBK 101. maddesi gereğince vadesi gelmiş ve ödenmemiş olan istediği ay kirasına sayabileceği, nitekim davalının duruşmadaki beyanında davacıya 2012 yılı Mart, Mayıs ve Haziran aylarından toplam 2700 TL borcu olduğunu beyan ettiği, bu durumda davalı tarafından hangi ay olduğu belirtilmeden yapılan ödemelerin 2012 yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları kira bedellerine sayılarak yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği-
Alacaklının, icra mahkemesine başvurusu; İİK.nun 68. maddesi gereğince, genel haciz yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde borçlunun itirazının kaldırılması istemine ilişkin olup, aynı Kanun'un 70. maddesi gereğince, bu istemin icra mahkemesince, iki taraf davet edilmek suretiyle duruşmalı olarak incelenmesinin zorunlu olduğu-
Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak (somut olayda nafaka alacağı) için yapıldığına dair açık atıf bulunmasının zorunlu olduğu, ödemenin okul ücreti vs gibi açıklamalar ile yapılması halinde ise ahlaki bir vecibenin yerine getirilmesi olarak kabul edilmesi gerektiğinden nafakaya mahsup edilemeyeceği, bu durumda borçlu itfa itirazını İİK.nun 68. maddesine uygun bir belge ile ispatlayamadığına göre mahkemece alacaklının itirazın kaldırılması isteminin kabulü yerine reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-