İİK’nun 68. maddesindeki belge niteliğini taşımayan «rücu belgesi»ne dayanılarak, kefil tarafından «asıl borçlu» hakkında genel haciz yolu ile takip yapılamayacağı-
İkinci defa ödeme emri çıkarmış olan alacaklının, borçluya yeniden itiraz hakkı vermiş sayılacağı-
Yönetici ile kat malikleri arasında yönetim giderlerinden doğan uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin ana taşınmazın bulunduğu yerin sulh hukuk mahkemesi olduğu–
Yabancı para alacağının tahsil tarihindeki kur değeri üzerinden tahsilini talep etmiş olan alacaklının senedin vade tarihinden takip tarihine kadar 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi doğrultusunda yabancı para faizi isteyebileceği–
«Depozito (kapora) alındığını belirten makbuz»un, İİK’nun 68. maddesinde yazılı belgelerden olmadığı–
Sadece «faiz»e itiraz edilmiş olması halinde «asıl alacak» (alacağın tümü) üzerinde değil, «kaldırılmasına karar verilen faiz miktarı» üzerinden % 40 (şimdi; %20) tazminata hükmedilmesi gerekeceği–
Borçlunun faize yönelik itirazının Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasından sorularak alınacak sonuca göre değerlendirilmesi gerekeceği–