«Rücu belgesi»ne dayanılarak, kefil tarafından «asıl borçlu» hakkında genel haciz yolu ile takip yapılamayacağı-
Ancak İİK. 68/I’de öngörülen «borç ikrarı»nı içeren belgelere dayanılarak «itirazın kaldırılması» talebinde bulunulabileceği, «alacağın tahsilinin gerekip gerekmediğinin yargılamaya bağlı olduğu» durumlarda, «itirazın kaldırılması» için icra mahkemesine başvurulamayacağı–
'Elektrik parası', 'su parası', 'telefon parası', 'ısıtma gideri' gibi eklentilerin ödenmemesinin (kira alacağının aslının ödenmesi halinde, tahliye nedeni olmayacağı) (Not: 6098 sayılı yeni TBK.'nun 314. maddesinde 'kiracının .... gerekiyorsa yan giderleri ödemekle yükümlü olduğu' ve aynı kanunun 317. maddesinde 'kiracının kiralananın olağan kullanımı için gerekli temizlik ve bakım giderlerini ödemekle yükümlü olduğu' ve 341. maddesinde 'kiracının ısıtma, aydınlatma ve su gibi kullanma giderlerine katlanmakla yükümlü olduğu' belirtilmiş olduğundan, buradaki içtihatların yeni TBK. değil, önceki BK. uyarınca değerlendirilmesi gerekir.)-
İcra mahkemesince borçlu hissesine düşen alacak miktarı üzerinden inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceğini–
Borçluya gönderilen hesap kat ihtarında belirtilen ödeme süresi dolduktan sonra borçlunun temerrüde düşeceği ve bu tarihten itibaren temerrüt faizi istenebileceği–
İcra inkâr tazminatına itiraz edilen «asıl alacak» üzerinden hükmedileceği («Asıl alacak» + «işlemiş faiz»in toplamı üzerinden hükmedilemeyeceği)–
Kat malikleri kurulunun ancak «işletme giderleri ile ilgili kararları»nın 68/I. maddede yazılı belgelerden sayılacağı («İşletme giderleri dışındaki -otopark ücreti, yüzme yarışı masrafları, plaj tanklarına su verilmesi, spor faaliyetleri, elektrik kabloları değiştirilmesi vb.- kararları»nın bu nitelikte olmadığı)–
Haricen taşınmaz satış veya satış vaadi hakkındaki senetlerde gösterilen paranın iadesiyle ilgili olarak ilamsız icra takibi yapılabileceği ancak itiraz halinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasının istenemeyeceği (mahkemede «itirazın iptali» davası açılması gerekeceği)–
Kat mülkiyetinin ancak tek parsel üzerinde kurulabileceği, birden fazla parsel üzerinde kurulu sitedeki yapıların malikleri arasında yönetim plânı düzenlenmiş olması halinde, bundan doğacak uyuşmazlıkların genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekeceği–