Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasının -işin ivediliği ve niteliği nedeniyle İİK 366 uyarınca- mümkün olmadığı-
İtirazın kaldırılması istemine konu paranın icra dosyasına yatırıldığı, böylelikle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmekle itirazın esasının incelenmediği, dolayısıyla İİK.'nun 68. maddesinin son bendinde öngörülen “talebin esasa ilişkin nedenlerle kabulü” şeklindeki koşul oluşmadığından, borçlunun tazminatla sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-
Keşide yeri bulunmayan bonoya dayanılarak yapılan genel haciz yoluyla takipte, mirasçıların kötüniyetle imza itirazında bulundukları saptanmadığından aleyhlerine tazminata hükmedilemeyeceği-
Borçlular, icra dairesine verdikleri itiraz dilekçelerinde imzaya itiraz etmediklerine göre imzaların muteriz borçlulara ait olduğunun kabulü gerektiğinden, çekin, İİK'nun 68. maddesinde belirtilen imzası ikrar edilmiş belge niteliğini taşıdığı, o halde, mahkemece, itirazın kaldırılması isteminin kabulü gerekeceği-
Davacı tarafından başlatılan takip ile 2012 yılı Ocak ayından 2014 yılı Aralık ayına kadar kira farkı alacağının faiziyle tahsilinin istenildiği, davalı borçluların itiraz dilekçesinde, alacaklı tarafa herhangi bir borçları bulunmadığını bildirerek borcun tamamına, faize ve fer'ilerine itiraz ettiği, bunun üzerine davacı alacaklının dava dilekçesi ile itirazın kaldırılmasını istediği, İİK'nin 68/son maddesinde “itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine icra tazminatına mahkum edilir.” hükmünün yer aldığı, davalılar vekili, davanın reddi istemi yanında, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini de talep ettiğinden, mahkemece davacı tarafın itirazın kaldırılması talebi reddedildiğine göre davalı tarafın tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemi- Mahkemece davacı tarafın dava dilekçesi ile itirazın kaldırılmasını talep ettiği asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde faizli alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Dava tarihinden önce yapılan ödeme mahsup edilmek sureti ile sonuca gidilmesi gerektiği- Davalı borçlu lehine itirazında haklı çıktığı miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Borçlu tarafından sunulan, "......sözleşmeye mahsuben ödeme" ibaresini içeren dekontun, İİK'nın 68 maddesinin 1. fıkrasına göre takip konusu borca mahsuben yapılıp yapılmadığının icra mahkemesince araştırılmasının, icra mahkemesinin yetkisinde olup, yargılamayı gerektirmeyeceği-
Takip talebinde gösterilen faturalar, cari hesap alacağı ve iki tarafa borç yükleyen sözleşme İİK'nın 68. maddesinin 1. fıkrasında sayılan belgelerden olmadığı hâlde borçlu hukuki ilişkiyi ve borcu kabul edip itirazını ödeme olgusuna dayandırmış olduğundan ispat yükü borçluya geçmiş olup, borçlu tarafından sunulan 04.10.2012 tarihli "70.19.09 TYI referans nolu sözleşmeye mahsuben ödeme" açıklamalı, 50.000,00TL bedelli dekontun, İİK'nın 68 maddesini 1. fıkrasına göre takip konusu borca mahsuben yapılıp yapılmadığının icra mahkemesince araştırılması icra mahkemesinin yetkisinde olup, yargılamayı gerektirmeyeceği-
Borçlu tarafından sunulan dekontlarda alacaklıya ve borca ilişkin herhangi bir açıklama, açık atıf bulunmadığı, ilk derece mahkemesince aldırılan 23/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda da bu hususların tespit edildiği, bu haliyle borçlunun ödeme iddiasını ispatlayamadığı görüldüğünden, Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-