Borçlu kiracı, takip talebine dayanak olan kira sözleşmesindeki imzayı reddetmiş fakat kiracılık ilişkisinin varlığını kabul ederek bir başka tarihli kira sözleşmesinin geçerli olduğunu öne sürmüşse; yetkisi dar olan icra mahkemesinin, hangi kira sözleşmesinin geçerli olduğu hususundaki yargılamayı genel mahkemeye bırakması ve bu sebeple itirazın kaldırılması talebinin reddine karar vermesi gerektiği- Uyuşmazlığın esası ile ilgili karar verilmediği için de alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi gerektiği-
İcra takibinin kesinleşmesinden önceki dönemde, mirasın reddedilmiş olduğu hususu maddi hukuka dayalı bir borca itiraz sebebi olup; olayda borçlu tarafından, takibin kesinleşmesinden önce, TMK'nın 606. maddesine göre alınan mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğine ilişkin sulh hukuk mahkemesi kararını, ödeme emri tebliğinden itibaren, yasal yedi günlük sürede icra dairesine bildirilmediği, bu durumda; takibin kesinleşmesinden sonra mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının icra dairesine sunularak hacizlerin kaldırılmasının istenemeyeceği, buna göre; Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Elektronik tebligatta tebellüğ tarihinin, elektronik tebligatın muhatabın elektronik posta hesabına ulaştığı veya okunduğu tarih olmayıp, tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonu olacağı- Elektronik yolla tebligat muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı- 10 günlük karar düzeltme süresinin son gününün Kurban B.ı'nın dördüncü günü olan 14.08.2019 tarihine rastladığından, resmi tatil olması sebebiyle İİK. mad. 19/3 gereğince müddetin 15.08.2019 tarihinde biteceği-
Mirasçınınn murisin mirasını reddettiğini iddia ederek genel mahkemelerde dava açtığı, İİK mad. 68 uyarınca icra mahkemesince terekenin borca batık olduğunun tespitine dair ilam getirmesi için borçluya süre verilmesi gerektiği-
İİK'nun 68/1 maddesi gereğince; mükerrer ilamsız takip yapılamayacağı, usulüne uygun yapılmış bir takip bulunmasının, itirazın iptali davasının görülmesi için dava şartı olduğu, dava konusu takip, mükerrer ilamsız takip olduğu için usulüne uygun bir takip olmadığından, itirazın iptali davası için dava şartının gerçekleşmediği, bu itibarla davanın usulden reddi gerektiği-
İ.İ.K.'nun 68/1 maddesi gereğince mükerrer ilamsız takip yapılamayacağı- Usulüne uygun yapılmış bir takip bulunmasının itirazın iptali davasının görülmesi için dava şartı olduğu- Dava konusu takip mükerrer ilamsız takip olduğu için usulüne uygun bir takip olmadığından itirazın iptali davası için dava şartının gerçekleşmediği- Bu itibarla davanın usulden reddi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesinin doğru olmadığı-
Borçluların icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde, itirazını ödeme olgusuna dayandırdığına göre itirazın kaldırılması isteminin mahkemede incelenmesi sırasında alacaklının artık İİK. mad. 68/1 uyarınca belirtilen bir belgesinin mevcut olup olmadığı üzerinde durulmayacağı-
Takip konusu çek, itiraz eden borçlu şirketin temlik cirosu ile alacaklı bankaya geçmiş olup, ciro imzasının borçlunun eli ürünü olduğunu bilebilecek durumda olan ve basiretli davranma yükümlülüğü bulunan alacaklı bankanın, çeki teslim alırken imzanın huzurunda atılmasını sağlamadığından, borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatmasında ağır kusurlu olduğunun kabulü ile tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması gerektiği- Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatmasında alacaklının kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunun tespitinde, icra mahkemesince alacaklının, taraflar arasındaki temel borç ilişkisine göre alacaklı olup olmadığının incelenemeyeceği-
Davalı 3. kişi tarafından, borçlu ile aralarında düzenlenen aynı sözleşme ilişkisinden kaynaklanan borca dayalı olarak başka icra dosyasına bir ödeme yapılmış olup, bu ödemenin, İİK mad. 89/4 hükmüne dayalı tazminat ödemesi yönünden iş bu şikayete konu icra takip dosyasına yönelik olarak mükerrer ödeme oluşturup oluşturmayacağı yönünde, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu bankanın alacağı 4389 s. Bankalar Kanununa -5020 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile eklenen- Ek 5. madde kapsamında kalmakta olup, aynı madde ile Hazine ve Fon alacaklarına uygulanan hükümlerin davacı banka alacağı için de uygulanacağının kabul edildiği, buna göre 5020 sayılı Kanun'un Ek 3. maddesinde yer alıp 5411 sayılı Kanun’un 141. maddesi ile aynen kabul edilen 20 yıllık zamanaşımı süresi davacı banka alacakları için de geçerli olup 5411 sayılı Yasa’nın 16. maddesi uyarınca geçmişe etkili olarak uygulanacağı-