Somut olayda, borçlunun itirazı üzerine alacaklının ise binanın boş olarak ...... yılı ........ ayında teslim edildiğini iddia ettiğinin, alacaklıya ait dairelerin borçluya teslim tarihi hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunduğunun, alacaklının itirazın kaldırılması istemine dayanak teşkil eden Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi'nin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinin, takip konusu edilen alacağın varlığı ile miktarının yargılamayı gerektirdiğinin anlaşıldığı, o halde, İlk Derece Mahkemesinin itirazın kaldırılması isteminin reddi gerekeceği-
Borçluların itirazının kaldırılmasına dayanak teşkil eden ortaklıktan ayrılma protokolü incelendiğinde; dayanak belgenin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinin, alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiğinin anlaşıldığı, o halde İlk Derece Mahkemesinin itirazın kaldırılması isteminin reddi kararına yönelik istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddi gerekeceği-
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, 'hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır.' ve aynı Kanun’un 13. maddesine göre de, 'tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır' ve tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde de, 'tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı'nın hüküm altına alınmış olduğu-
Alacaklı tarafça borçlunun itirazının kaldırılmasına dayanak yapılan yazılı belge incelendiğinde; taraflar arasında temlik sözleşmesi bulunduğunun ve bu sözleşmenin borçlu tarafından E-imza ile imzalandığının anlaşıldığı, bu haliyle söz konusu belgenin İİK.nun 68/1.maddesi kapsamında imzası ikrar edilen kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belge niteliğinde olduğunun sabit olduğu-
İtirazın kaldırılmasına dayanak yapılan belgenin alacaklı ile takip dışı şirket arasındaki temlik sözleşmesinin tanınması niteliğinde olduğu, bahsi gecen belgenin borçlu tarafından E-imza ile imzalandığı, bu haliyle söz konusu belgenin İİK.nun 68/1.maddesi kapsamında imzası ikrar edilen kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belge niteliğinde olduğunun anlaşıldığı-
Alacaklının takibine dayanak yaptığı “Mutabakatnamedir” başlıklı belge, kayıtsız şartsız, belirli bir para borcu ikrarını ve ödemeyi tahahhüt etmediğinden, takip borçlusu tarafından takip alacaklısına kayıtsız şartsız ödeme yapılacağına dair bir ibare içermediğinden, takibe konu bu belgenin, İİK'nun 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını içeren belge niteliğinde olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinde dayandığı, Yargıtay tarafından onanan ............ İcra Müdürlüğü'nün ............. E. Sayılı takip dosyasında alacaklılarca talep edilen kira bedelinin, Haziran-Temmuz 2017 kira dönemine ilişkin olup, işbu takip dosyası ile istenen dönemlerden sonrasına ait olduğu ve emsal alınamayacağı anlaşıldığından, kiracının kabul ettiği aylık kira bedeli üzerinden hesap yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK. m. 89/4'e  dayalı açılan tazminat davasında, tazminat talebine konu haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle, haciz ihbarnamesine itiraz eden 3. şahsın takip borçlusuna muaccel hale gelmiş, kesin bir borcunun bulunup bulunmadığı tespit edilecek olup, yalnızca borçlunun defter ve belgelerinin incelenmesiyle yetinilip, üçüncü kişi şirketin defter ve belgelerinin incelenmemesinin hatalı olduğu- Usulüne uygun tutulmadığı tespit edilen borçlu defterlerinin HMK. m. 222'ye aykırı olacak şekilde hükme esas alınmayacağı-
Süresinde muhatap bankaya ibraz edilmeyen çekin adi yazılı senet niteliğinde olacağı-  Borçlu tarafından düzenlenen çekin, lehtar cirosu ile alacaklıya devredildiği, ancak TBK. 184 uyarınca usulüne uygun olarak yapılmış bir temlike dosya kapsamında rastlanmadığından, senetteki hakkın takip alacaklısı (alacağı temlik alana) geçmediği ve bu durumda adı geçen kişinin yetkili hamil olmadığı ve dolayısıyla takip hakkının da bulunmadığı-
İtirazın iptali davasının açılması halinde, aynı alacakla ilgili genel hükümlere göre alacak davası açılmasında hukuki yarar olmadığı, itirazın iptali davası süresinde açılmamışsa veya başka bir nedenle alacaklı davaya alacak davası olarak devam etmek istediği takdirde itirazın iptali davasını ıslah suretiyle alacak davasına dönüştürebileceği, borçlunun icra takibine yaptığı itirazdan kısmen veya tamamen vazgeçmek suretiyle alacaklının alacağını kısmen veya tamamen kabul edebileceği- İtirazın iptali davasının, tarafların dava konusu alacak hakkında serbestçe tasarrufta bulunabileceği dava türlerinden olduğu- Ticari dava niteliğindeki itirazın iptali davalarının, zorunlu arabuluculuğa tâbi olduğu ve bu nedenle başvuru konusu Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki içtihat farklılığının, davadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu yönünde birleştirilmesi gerektiği-