Kefil olduklarına dair herhangi bir açıklama içermeyen senet açısından, asıl borçlu hakkında girişilen ve devam eden takipte borcun ödenmediği, yapılan araştırmada da borca yetecek bir malvarlığına rastlanmadığı, bu haliyle kefil borçlular hakkında dava konusu takibin başlatılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Borçlunun ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresi içinde imzaya, borca ve ferilerine itirazda bulunduğu, ancak yargılama sırasında borçlu tarafından "takibe dayanak senet altındaki imza müvekkilime aittir ancak üst tarafı müvekkilim doldurmamıştır, müvekkilimin borcu olmadığından takibe dayanak senet yönünden herhangi bir ödemede bulunmadık" şeklinde beyanda bulunulduğu, bu durumda takip dayanağı belgenin imzası ikrar edilmiş kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren belgelerden olduğunun kabulü gerektiği, borçlu tarafından her ne kadar borca itiraz edilmiş ise de yasada öngörülen şekilde itirazında haklılığını ispatlar nitelikte bir belge ibraz edilmediği, takip konusu alacağın esasına yönelik inceleme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle davalı borçlu aleyhine asıl alacağın %20'si oranında tazminata hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı-
İpotek veren taşınmaz maliki üçüncü kişiye, İİK.'nin 150/ı maddesi gereğince hesap özeti gönderilmesi zorunluluğu bulunmamakta ise de; ipotek veren üçüncü kişi hakkında takip yapılabilmesi için TMK.'nin 887. maddesi uyarınca, alacağın kendisinden istenilmesi, yani muacceliyet ihtarının gönderilmesi gerektiği- İİK'nın 150/ı ve 68/b maddelerine göre, ipotekli takip yapılabilmesi ve icra emri gönderilebilmesi için, asıl borçlu ve ipotek veren taşınmaz malikleri 3. kişilere, ihtarnameye ilişkin tebligatın İİK.'nin 68/b koşullarında yapılmış sayılması gerektiği, bu hususun kamu düzeninden ve ilamlı takip yapma şartı olduğu, İİK.'nin 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tâbi olduğu ve mahkemece re'sen nazara alınması gerektiği-
İstinaf başvurusu yapmayan taraf için ilk derece mahkemesi kararının aynen muhafaza edilmesi gerektiği- Kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olan kişilere hesap kat ihtarnamesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve borçlular yönünden takip dayanağı olan hesap kat ihtarnamesi dışında ve daha önceden gönderilmiş olacak şekilde kredi hesabının kesilmesi ve borcun ödenmesine ilişkin herhangi bir ihtarname veya ihtarnameler bulunduğu yönünde iddia ve delil bulunmadığından itirazın kaldırılmasına karar verilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğu-
Kira sözleşmesindeki kiranın yıllık ödeneceğine dair düzenleme karşısında borçlunun değişik tarihlerde kira ödemesi yapmasının ödeme tarihinin değiştirildiği anlamına gelmeyeceği- İstinaf dilekçesi ekinde sunulan ödeme dekontları ile takip konusu aylara ait kiraların ödendiğinin ve 30 günlük ödeme süresi içerisinde de takip konusu kiraların tamamının ödendiğinin ispatlanamadığı ve bu suretle temerrüdün oluştuğu- Takip konusu kira sözleşmesinde TBK 583'de düzenlenen şartların oluşmaması halinde kefiller yönünden itirazın kaldırılması isteminin adı geçen borçlular yönünden reddine, alacaklılar aleyhine takip konusu asıl alacak üzerinden %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği-
Takibin yenilenmesi istemini reddeden müdürlük işlemini şikayet üzerine verilen kararın niteliği ve takipteki alacak miktarı (43.850,00 USD) dikkate alındığında kararın kesin nitelikte olmadığı- Tatbik edilen ihtiyati hacizler ödeme emrinin tebliği ve ödeme süresinin geçmesi ile kesin hacze dönüştüğünden, haciz isteme hakkının düşmeyeceği ve bu durumda, haciz talep edilmediğinden bahisle "dosyanın işlemden kaldırılmasına" karar verilemeyeceği- İcra müdürlüğünün "takibin yenilenmesi" isteminin aciz vesikası verilmesinden itibaren bir yıl içinde talepte bulunulmadığı gerekçesi ile reddine yönelik işleminin İİK. m. 78 hükmüne aykırı olduğu-
Takibe dayanak edilenin kira sözleşmesi olup, sözleşmede borçlunun imzasının bulunmadığı, tadil belgeleri ve tahliye taahhüdünde imzası bulunmasının neticeye etkili olmadığı, zira takibin ortak giderler borcundan kaynaklı olup, takibe ekli imzasız gelir-gider tablosunun İİK. 68. madde kapsamında belge kabul edilemeyeceği, sözleşmede ortak giderlerin kiracı tarafından ödeneceği kabul edilmiş olmasına rağmen, kira sözleşmesinde ve eki protokol ve tadil sözleşmelerinde aylık net kira bedeline ilişkin sabit miktarlar mevcut olup, ortak giderlere ait belirli bir miktar yada oran bildirilmediği, dolayısıyla takip konusu alacağın varlığı ve miktarının yargılamaya muhtaç olduğu-
Davalı aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 16.10.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 20.10.2021 tarihli borca itiraz dilekçesinde alacaklıya borcu olmadığını beyan ettiği, borca yasal 7 günlük sürede itirazda bulunduğu, borçlunun imzasını inkar etmediği, İİK m. 68/1 de sayılan belgelerden herhangi biri ile borcu ödediğine ilişkin de bir delil sunmadığından borçlu olmadığını ispat edemediği gerekçesiyle 'itirazın kesin olarak kaldırılmasına ve asıl alacağın %20'si oranında tazminatın davalı borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine' karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
İcra takibine dayanak yapılan belgenin imzası ikrar edilen kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belge niteliğinde olduğu ve borçlu tarafça bu belgenin aksinin aynı nitelikte bir başka belge ile ispat edilemediğinden borçlu tarafın borca yönelik itirazlarında haksız olduğu- Taraflarca kararlaştırılan herhangi bir vade tarihinin bulunmadığı ve dosya içerisinde alacaklı tarafça borçluya gönderilen ihtarnamede 3 gün ödeme süresi belirlendiği, ihtarnamenin tebliğ tarihini takip eden 3 gün sonrası itibariyle borçlunun temerrüde düşeceği, artık bu tarihten sonra faizin talep edilebileceği-
Alacaklı tarafça takibe dayanak yapılan belgenin İİK'nın 68/1.maddesi kapsamında imzası ikrar edilen kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belge niteliğinde olduğu ve borçlu tarafça bu belgenin aksinin aynı nitelikte bir başka belge ile ispat edilemediğinden borçlunun tarafın borca yönelik itirazların haksız olduğu- Taraflarca kararlaştırılan herhangi bir vade tarihinin bulunmadığı ve dosya içerisinde davacı alacaklı tarafça davalı borçluya gönderilen ihtarnamede 3 gün ödeme süresi belirlendiği, ihtarnamenin tebliğ tarihini takip eden 3 gün sonrası itibariyle borçlunun temerrüde düşeceği artık bu tarihten sonra faizin talep edilebileceği-