İmzaya itiraz davasında öncelikle ceza mahkemesinde görülmekte olan dosyanın getirtilerek, 'borçlu tarafından imzanın kabul edildiği iddiası'nın araştırılması, davacı-borçlunun yeniden celp edilerek, oturarak ve ayakta imzasının alınması, yazı yazdırılması, ceza dosyasındaki seçim tutanaklarının imza incelenmesinde değerlendirilmesi, mahkemece resmi makamlardan davacı-borçlunun imza ve yazı örneklerinin teminine çalışılması, taraflara bu konuda yeniden mehil verilmesi neticesine göre bilirkişi incelemesine gidilmesi aksi takdirde; ceza dosyasında bilirkişi incelemesi ve tanık dinlenmesine karar verilmiş ise, HUMK mad. 317'ye göre artık bu senede göre işlem yapamayacağından, durumu ön mesele yapıp sonucunun beklenerek varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekeceği- Senetteki imzanın borçluya ait olduğunun senedi elinde bulunduran ve takibe koyan alacaklı tarafından ispat edilmesi gerekeceği, imza incelemesi konusunda Adli Tıp Kurumu'nun son makam olmadığı-
Borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleştiği ve menfi tespit davasının, tasarrufun iptâli davasından sonra açıldığı durumlarda, menfi tespit davasının sonucunun, tasarrufun iptali davasına bakan mahkemece bekletici mesele yapılamayacağı - Bankacılık Kanunu'nda -5411 sayılı Kanunun geçici 13. maddesi uyarınca- TMSF tarafından açılan tasarrufun iptâli davalarında aciz belgesi aranması şartının ortadan kaldırılmış olduğu–
Vasiyetnamenin iptali ile ilgili dava açıldığından atanmış mirasçının mirasçılık belgesi isteminin kabul edilmemesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasının dinlenme koşullarından birisinin de “takip konusu alacağın kesinleşmiş olması” gerektiğinden, takip konusu borca itiraz edilmiş olması ve alacaklı tarafından “itirazın iptali davası” açılmış olması (ya da; icra mahkemesinden “itirazın kaldırılması”nın talep edilmiş olması) halinde, mahkemece bunların sonucunun (kesinleşmesinin) “bekletici mesele” yapılması gerekeceği –
Yapılmış olan takibin "davacının yetkili hamil olmaması" nedeniyle icra mahkemesince iptâl edilmiş olması halinde, bu kararın kesinleşmesi beklenmeden mahkemece davalının iflâsına karar verilemeyeceği-
Önceki icra takibi iptal edilmişse de davacının yeni bir icra takibi yapabileceği, icra takibinin, tasarrufun iptali için açılan dava tarihinden sonra yapılmasının önemli olmadığı; yargılama aşamasında borçlular hakkında icra takibinin varlığının yeterli olduğu- İcra takibine itiraz edildiğinden, tasarrufun iptali davasına bakan mahkemece itirazın iptali davasının sonucunun beklenmesi gerektiği-
İcra mahkemesinde görülen sıra cetveline yönelik şikayetlerde; Hazinenin müdahil olarak katıldığı tasarrufun iptali davasının sonucunun beklenmesi gerekeceği—
Sıra cetvelinin düzenlenmesinde dikkate alınan hacizlerle ilgili «haczin kaldırılması» davasının sonucunun icra mahkemesince (tetkik merciince) bekletici sonuç yapılması gerekeceği–
Açılan olumsuz tespit davasında, davalının iflasına karar verilmiş olduğunun anlaşılması halinde, mahkemece iflas kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak davanın iflas idaresine yöneltilmesi gerekeceği–
İcra mahkemesinin, hukuk mahkemesinde açılmış olan muvazaa iddiasına dayalı sonuçlanmış iptal davasının kesinleşmesini, bekletici mesele yapması gerekeceği–