Dava konusu taşınmaz su altında kalması nedeniyle kamu emlakine dönüşmüştür; ancak tespit tarihine kadar ka­zanma koşulları oluşmuş ise, davacının mülkiyetinin tespitini izlemekte hukuki yaran bulunmaktadır, kadastro tutanağına göre taşınmazın tapulu olduğunun kabulü gerekeceğinden tapu kaydının revizyon görüp görmediği, görmemiş ise yüzöl­çümü belirlenip tespitine karar verilmesinin gerekeceği-
Çekişme konusu taşınmazın belirlenen kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı anlaşıldığına göre; davacı Hazinenin temyiz itirazının yerinde olmadığı-
Kural olarak deniz ve göllerden doldurularak elde edilen yerler devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğundan özel mülkiyete konu olamayacakları-
Kural olarak mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirleme görevinin adli yargıya ait olduğu; ancak 3621 sayılı Kıyı Kanununun 9.maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiği-
Kural olarak sit alanı içerisinde kalan bir taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün bulunmadığı, ancak, 27.07.2004 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 5226 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 11. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesine “Sit alanları” ibaresi eklenmek suretiyle bu tür yerlerin de kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilemeyeceğinin hüküm altına alındığı, kamu düzeni ile ilgili bulunan bu hükmün kesinleştiği ve görülmekte olan davalarda da göz önünde tutulmasının gerekeceği, bu nedenle hükümden sonraki yasal düzenleme nazara alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Köy yolunun eski haline getirilmesinde köyde oturan ve kendi kullanımı engellenen köy muhtarının dava açmakta hukuki yararının olduğu-
Taşınmazın tahsisli mer'alardan olup olmadığı hususu araştırılırken, öncelikle bu yerde mer'a tahsisinin bulunup bulunmadığının Özel İdare Müdürlüğünden sorulması, varsa mer'a norm kararı ile tahsis tutanağı ve paftası getirtilerek mahallinde uygulanıp nizalı taşınmazın bu belgeler kapsamında kalıp kalmadığı, mer'a norm kararına göre tahsis edilen mer'anın menşei norm kararından araştırılarak tahsisin mevcut kadim mer'adan mı, yoksa 4753 sayılı Kanun'un 8. maddesine göre Bakanlık emrine geçen yerlerden mi yapıldığı tahkik ve tespit edilmesi gerekeceği- Taşınmazın öncesinin kadim mer'a niteliğinde olup olmadığı hususu araştırılırken yerel bilirkişi ve tanık ifadeleri ve uzman bilirkişi ziraat yüksek mühendisi aracılığı ile tespiti, toprak tevzi komisyonu veya kadastroca işlem gören yerlerde komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı belgeler getirtilerek mahalline uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmaz yönünün ne şekilde gösterildiği tespit edilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın, davacıların tapu kaydı kapsamında kalmadığı,taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu, bu gibi yerlerin zilyetlikle iktisap olanağı bulunmadığı anlaşıldığına göre davanın reddi gerekeceği-