D.in etkisi altında kalan ve denizden oluşan, kıyıdaki kumluk, bataklık, kamışlık, sazlık, taşlık ve kayalık gibi yerlerin, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu-
Tesbit dışı bırakma işleminin, taşınmazın geometrik durumu belirlenmediğinden bir tesbit işlemi değilse de, görevlilerce bir yerin tescile tabi olmadığının saptanarak hukuksal durumunun belirtilmesi nedeniyle, öncelikle bir tapulama işlemi olduğu, tesbit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastrosu yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosunun yapılamayacağı, yapılmışsa ikinci kadastronun bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılacağı, bu hususun, kadastro hukukunda işin özelliğinden kaynaklanan vazgeçilmez bir ana kural olduğu, bu ilkeye iki istisna getirildiği, bunların, bu yerin tapulu olmasının ya da kamu kurum ve kuruluşlarına ait bulunmasının halleri olduğu-
D.in devamı niteliğinde olan kıyı şeridinin, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu-
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bataklık ve göller hakkında, zilyedleri tarafından -Hazine dışındaki kişilere karşı- zilyed-liğin korunması davası açılabileceği-
Uzun süre nehir yatağında kalan yerlerin, özel mülk olmaktan çıkıp kamu malı sayılacağı-
Devamlılık niteliğini kazanan ve baraj gölü haline gelen yerlerin, MK. 715 uyarınca, devletin hüküm ve tasarrufu altına girmiş sayılacağı-
Tarıma elverişli olmayan “nehir yatağı” gibi yerlerin, devletin hü-küm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu-
Mer’aların, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kamu mallarından olduğu, özel mülkiyete konu olamayacağı-