Açık bir onama hükmü bulunmasa dahi, taleplerden biri veya daha fazlası hakkındaki yerel mahkeme kararına ilişkin temyiz itirazları Yargıtayca reddedilmiş ve böylece kararın o bölümünün bozma kapsamı dışında bırakılmış olması halinde, reddedilen temyiz itirazlarının ilgili bulunduğu karar bölümünün onanmış sayılacağı–
‘İhtiyati tedbir kararları’, ilam niteliğinde olmadığından borçluya ‘icra emri’ çıkarılarak ilamlı takibe konu yapılamayacağı, HUMK’nun 106. (şimdi; HMK.'nun 393/2.) maddesi gereğince tayin edilen memur tarafından infaz edilebileceği–
‘İlama aykırılıktan kaynaklanan şikayetin –‘ilama aykırı şekilde icra emri düzenlenmesi’, ‘takip tarihinden önce ilamın bozulmuş olması’, ‘işlemiş faizin ve mahkeme harç ve masraflarının ilam içeriğine uygun olmayarak talep edilmiş olması’, ‘aynı ilama dayalı olarak mükerrer takip yapılmış olması’ vb.- süreye bağlı olmadan her zaman yapılabileceği–
Borçlunun ‘yapılan takipte faize faiz yürütüldüğüne’ ilişkin şikayetinin kabulü halinde ‘takibin tümden iptaline’ değil ‘faize faiz yürütülmesine ilişkin uygulamanın iptaline’ şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
İlamlı takiplerde ‘takip dayanağı ilamın icra emri ekinde borçluya gönderilmesi gerekeceği’ne ilişkin –ilamsız takipler hakkında İİK’nun 58/3, 61/1 maddelerinde olduğu gibi- bir düzenleme bulunmadığı–
Çocukla baba arasındaki kişisel ilişkiyi düzenleyen ilamların, aile hukukunu ilgilendirmesi nedeniyle, kesinleşmeden takip konusu yapılamayacakları–
Kira sözleşmesine dayalı olarak verilen tahliye ilamının İİK’nun 26. ve 29. maddeleri uyarınca icraya konulacağı; tahliyesi istenen taşınmazda borçlu kiracıdan başka bir üçüncü kişinin bulunması halinde, İİK’nun 276. maddesinin –İİK’nun 41. maddesi- delaletiyle kıyasen uygulanması gerekeceği–