Genel haciz yoluyla yapılan takipte borçlunun yetki itirazını icra dairesi yerine doğrudan icra mahkemesine yapması hukuki sonuç doğurmayacağından, mahkemece “istemin reddine” karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ,ödeme emrinin kendisine tebliğ edildiğinin icra mahkemesince tesbit edildiği tarihe nazaran süresinde icra dairesine itrazını bildirmiş olduğundan takip kesinleşmeden önce konulmuş hacizlerin kaldırılması gerekeceği-
5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 138/4. maddesinin, alacaklı banka yönünden 26/12/2003 tarihinden önce kredi kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş alacakların tahsiline ilişkin olarak yapılacak icra takiplerinde uygulanabileceği-
Genel haciz yoluyla takiplerde itirazın icra dairesine yapılması gerektiği, İİK.62 de belirtildiğinden, itirazı içeren beyanları taşıyan yazılı dilekçenin icra müdürlüğüne hitaben yazılıp, icra dosyasına sunulması, itirazın sözlü yapılması halinde, bu yöndeki beyanın icra müdürü tarafından tutanağa geçirilip altının ilgililerce “borçlu veya vekili” ve icra müdürü ya da muavini tarafından imzalanması gerekeceği, bunun dışında yapılan itirazların hukuken geçerliliğinin bulunmayacağı-