Vekaletsiz iş görme hükümlerine dayalı olarak imalat bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, davacı vekili, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde "serbest piyasa rayiçleri" üzerinden hesaplama yapan uzman görüşü sunmuş olup, mahkemece gerekçede belirtilmemekle birlikte uzman görüşüne itibarla hüküm kurulduğu anlaşıldığından ve HMK. mad. 293 uyarınca uzman görüşü taraf delili olup mahkemece, bu delil karşı tarafa tebliğ edilmediği gibi, uzman görüşü, bilirkişi raporuyla da denetlenmediğinden, mahkemece konusunda uzman ayrı bir bilirkişi kurulu aracılığıyla mahallinde inceleme ve keşif yapılarak -uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda- davacının alacağı ile ilgili rapor alınıp uzman görüşü denetlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İşyeri kayıtlarının, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgelerin, işyeri iç yazışmalarının, ücret bordrolarının delil niteliğinde olduğu, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği-
Bilirkişi raporunda davalının ödemeleri düşüldükten sonra asıl alacak ve işlemiş faiz borcu toplamının asıl alacak olarak kabul edilmişse, faize faiz işletilemeyeceğinden bu rapora dayanarak karar verilemeyeceği-
Menfi tespit davasında, bilirkişi raporuna itiraz edildiğinde itirazdaki tüm iddiaların üzerinde durularak ek rapor ya da yeni bir bilirkişi raporu alınması ve buna göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, bilirkişinin raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı ve davacı yan HMK'nın 281/1. maddesinde yer alan 15 günlük itiraz süresini geçirmiş ise de, mahkemenin ihtiyaç duyması halinde HMK'nın 281. maddenin 2. ve 3. fıkralarında öngörülen yetkileri kullanmasına yani re'sen ek rapor talep etmesine veya yeni bilirkişi atamasına engel bulunmadığı gözetilerek ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen eksik bilgi, belge ve veriler ilgili kurumlardan celbedilerek, davacıdan masrafları alınıp bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
1163 s. Kooperatifler Kanunu mad. 98. maddesi yollaması ile 6762 s. TTK. mad. 341. maddesi gereğince, yöneticilere karşı sorumluluk davasının görülebilmesinin genel kurulun bu yönde karar alması ve davanın denetçiler tarafından açılmasına bağlı olduğu, bu hususların dava şartı olmayıp sonradan tamamlanabilen usulü eksikler olduğu- Genel kurul kararı bulunmayan taleplerle ilgili HMK'nın 52., 53. ve 54. (HUMK'nın 39. ve 40.) maddeleri uyarınca davalılar hakkında sorumluluk davası açılmasına ya da açılan işbu davaya muvafakat verilmesine ilişkin genel kurul kararının ibrazı için önel verilmesi, noksan olan usuli işlemler yerine getirildikten sonra davaya devam edilmesi, verilen süre içinde bu eksiklikler tamamlanmaz ise bu talepler yönünden davanın açıklanan usul yönünden reddedilmesinin gerektiği- Davalılarca rapor ve ek raporlara itirazlarda bulunulduğu, alınan ek raporların itirazları karşılamadığı gözönünde bulundurularak, ayrı bir bilirkişi kurulu oluşturulup, davacı kooperatifin defter kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılıp, ayrıntılı, gerekçeli,davalıların itirazlarını cevaplar nitelikte, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bir rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken aynı bilirkişi kurulundan rapor ve ek raporlar alınarak yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu-
İflasın ertelenmesi talebinin mahkemede incelenmesi (iflasın ertelenmesi talebi üzerine bu talebin kabulüne ya da reddine karar verilmeden önce mahkemece incelenerek hususlar)- iflasın ertelenmesi talebi üzerine, mahkemece talebin yetkili kişi/kişiler tarafından yetkili ve görevli mahkemede yapılıp yapılmadığının, borçlu şirketin/kooperatifin ‘borca batık olup olmadığı’nın, ‘sunduğu iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı’nın –bu konuda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak- incelenmesi, fevkalede mühletten yararlanmış olup olmadığının araştırılması, iflasın ertelenmesi talebinin ilan edilerek bu talebin alacaklılara duyurulmuş olması, borçlunun malvarlığının kaydı değil rayiç değerinin saptanması, tensiple kayyım atanması, borçlunun borca batık olduğunun belirlenmesi halde ıslahının mümkün olup olmadığının –somut verilere dayanılarak üzerinde durulması gerekeceği-
Delil tespiti mahiyetindeki tespit raporuna itiraz konusunda açık düzenleme yer almamakla birlikte, bilirkişi raporuna itiraz hakkının HMK. mad. 281 de iki hafta olarak düzenlendiği, bu rapora itiraz edilmez ya da itiraz süresi geçirilirse tespit bilirkişisi raporunun taraflar bakımından kesinleştiği, ancak bu kesinleşmenin mahkeme açısından geçerli olmadığı- Tespit raporuna süresinde itiraz etmeyen tarafın dava sırasındaki itirazı da artık teknik bir itiraz olmayıp mahkemeden bu yetkisini kullanmasını istemesinden ibaret olduğu, bu itibarla, davalı tarafın yokluğunda yapılan tespit sonrasında alınan ve itiraza uğrayan, tespit raporunun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili istemi ile açılan dava ve aynı taşınmaz için, başka paydaşa karşı açılan davada belirlenen metrekare birim fiyatı arasındaki farklılık hususunda hükme esas alınan bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp hüküm kurulması gerekeceği-
Mahkemece ikinci bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verildiği,oysa ikinci bilirkişi raporu yetersiz görülerek tekrar bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, yetersiz bulunan raporun hükme esas alınamayacağı, bu durumda mahkemece konusunda uzman bilirkişi kurulundan telif edici bir rapor alınarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerektiği-