İpotek bedeli ...TL olduğu, ipoteğin kaldırılmasına ilişkin istemler nisbi harca tabi olup, davanın değeri ipotek miktarı olduğundan bu bedel üzerinden nisbi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamayacağı (Harçlar Kanunu md.30-32) -
TMK. mad 194 hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyi niyetli olup olmamasının da herhangi bir öneminin bulunmadığı, aile konutu şerhi konulmuş olmasa da, eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırıldığı, aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerhin “kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşıdığı, bu sınırlandırmanın, “emredici” nitelikte olduğu- Aile konutunun maliki olan eşin, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramayacağı, bu sınırlandırmanın “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabileceği; yetkili eşin izni için bir geçerlilik şeklinin öngörülmediği- Davalı eş tarafından dava konusu olarak kullanılan aile konutu üzerine diğer davalı banka lehine ipotek tesis edilmiş ve davacı eşin açık rızası alınmadığından, yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul edilemeyeceği-
TMK. mad. 194 uyarınca tapuda şerh edilmesi dahi aile konutu niteliğindeki taşınmaz hakkındaki kiraya verme,devretme,ayni hakkı sınırlayıcı işlemlerin diğer eşin açık rızasına bağlandığından, kat mülkiyeti ya da kat irtifakı bulunmayan dava konusu aile konutunun üzerinde bulunduğu arsa niteliğindeki taşınmazın eşler arasında 1/2 hisseli kullanılıp, diğer eşin açık rızası alınmadan yapılan devir işleminin iptali ile yeniden davalı üzerine tescil edilip aile konutu şerhi konulması gerektiği-
TMK. mad 194 hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyi niyetli olup olmamasının da herhangi bir öneminin bulunmadığı, aile konutu şerhi konulmuş olmasa da, eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırıldığı, aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerhin “kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşıdığı, bu sınırlandırmanın, “emredici” nitelikte olduğu- Aile konutunun maliki olan eşin, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramayacağı, bu sınırlandırmanın “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabileceği; yetkili eşin izni için bir geçerlilik şeklinin öngörülmediği-
Davalı eş dava konusu aile konutu üzerinde diğer davalı lehine ipotek tesis etmiş ve bu işlem sırasında davacı eşin açık rızası alınmamış olup, eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçerli olduğunun kabul edilemeyeceği-
Türk Medeni Kanunu'nun 194'ncü maddesinin üçüncü fıkrası, 6.2.2014 tarihli 6518 sayılı Kanunla değiştirilmiş, yapılan değişiklikle, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini, tapu müdürlüğünden isteyebileceği kabul edildiği, bu değişiklik 6518 sayılı Kanun, 19.2.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmakla aynı tarihte yürürlüğe girdiğinden, anılan yasal değişiklikten sonra, tapu müdürlüğünün, talebi hukuken veya fiilen yerine getirmediği belgelendirilmedikçe, malik olmayan eşin tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmasını doğrudan dava yoluyla istemekte artık hukuki yararı olmadığı, çünkü aynı sonucu tapu müdürlüğüne yapacağı başvuruyla elde etmesi imkanı dahilinde olduğu, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması, dava şartı (HMK m 114/1-h) olup davanın her aşamasında ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın hakim tarafından kendiliğinden gözetileceği(HMK. m 115/1)-
Eşin “açık rızası alınmadan” yapılan işlemin “geçersiz olduğu”- TMK mad. 194 hükmü ile, eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlamanın aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir öneminin bulunmadığı-
Davanın konusu olmayan bir takip ile ilgili ihtiyati tedbir kararı verme yetkisinin bulunmadığı-