"Davalının Rehabilitasyon Merkezinde hizmetli memur olarak çalıştığı, aylık 1.520,11 TL geliri olduğu, üzerine kayıtlı tarla vasfında iki adet taşınmazının olduğu, bununla birlikte gayrimenkul edimine yönelik aylık bankaya 965 TL 'lik kredi ödemesinin bulunduğu", "davacının ise 922 TL emekli maaşı aldığı, bir işyerinde bekçilik görevi yaptığı, bu işyerinden aylık 140-TL gelir elde ettiği, aylık 350-TL 'de kira ödediği ve bu haliyle davalı kadının sürekli ve düzenli gelir getiren işi olduğu, çalışarak elde ettiği gelir ve boşanmadan sonra elde ettiği gayrımenkuller günümüz ekonomik koşulları dikkate alındığında onu yoksulluktan kurtaracak düzeyde olduğu; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, sağlık memuru davalının gelir düzeyi ile birlikte yaşarken davalının eşine sağlamış olduğu yaşama standardı nazara alınarak; ev hanımı olan davacının geçimi için gerekli, davalının geliri ile de orantılı olacak şekilde, hakkaniyet ilkesi de gözetilerek daha uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, davacı kadının ihtiyaçları ve davalının geliri ile uygun olmayacak şekilde az nafakaya (200 TL.) hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda, öğretide görüş birliği olmadığı, gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıcın, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebileceği-
İştirak nafakasının artırımı istemine ilişkin davada, , tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ilköğretim dördüncü sınıf öğrencisi olduğu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim dikkate alındığında, mahkemece; TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun nafaka artışına hükmedilmesi ve bu suretle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Boşanma kararının kesinleştiği tarih olan 05.03.2014 tarihi ile artırım davasının açıldığı dava tarihi olan 14.08.2015 tarihleri arasındaki süre ile müşterek çocuğun yaşı ve yaşı itibariyle masraflarının bu süre içerisinde artmış olduğu da nazara alındığında, iştirak nafakasının (TMK. mad. 4) hakkaniyet ilkesine uygun bir şekilde artırımına gidilmesi gerektiği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, yaşı itibariyle masraf ve ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında, (aylık 230,00 TL. olarak) takdir olunan iştirak nafakası artırım miktarının az olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi-
Davacı şahsın 11. sınıf öğrencisi olduğu ve dershaneye gittiği anlaşılmış olup, davacının öğreniminin sona erdiğinden söz etmek mümkün olamayacağından öğrenim süresinin 25 yaşına kadar devam edeceğinin ve bu yaşa kadar da kadar annesinden destek göreceğinin kabul edilmesi gerektiği- Trafik kazasına konu davalıya trafik sigortalı aracın, ticari kullanım niteliğinde vinçli kamyon olup ticari niteliği bulunduğundan uygulanabilecek faiz oranının ticari faiz olması gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile tedavi gideri istemine ilişkin davada, tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılarak hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmesinin isabetli olacağı- Manevi tazminat hükmü kurulmamış olmasına rağmen davalı sigorta şirketi aleyhine vekalet ücreti hükmedilmesinin yerinde olmadığı-
Trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemi-
Trafik kazasındandan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi-