Dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren davetiyenin tebliği işleminde, muhatabın adreste bulunmadığı tespit edilmişse de ismini vermekten kaçınan ve hangi dairede oturduğu belirtilmeyen, "komşusuna" beyanı esas alınarak mahalle muhtarlığına yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği, bu durumda usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan verilen hükmün bozulmasına karar vermek gerekeceği-
Satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten 2 sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı- 2 yıllık sürenin başlangıcının bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu- Muhatabın çarşıya gittiğini beyan eden komşunun ve haber bırakılan komşunun ismi alınmadan yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu-Tebliğ memuru tanık olarak dinlense de tebligatın yazılı bildirim ve belgelendirme olmak üzere iki ana unsuru olduğundan ve tebligat savunma hakkı ile sıkı sıkıya bağlı olduğundan, tebliğ mazbatasında yazılı durumun aksinin ispat edilmiş sayılmayacağı- Taşınmaz satışlarında, hissedara gönderilen satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle ve kıymet takdirinin yapıldığı tarih üzerinden iki yıldan fazla süre geçtiği gerekçeleriyle şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi üçüncü kişiye gönderilen maaş haciz müzekkeresinin tebliğ tarihi itibariyle şikayetçinin hukuki sorumluluğu başlayacağından, haciz müzekkeresi tebligatı usulsüzlüğünün tespiti ve dolayısıyla tebliğ tarihinin düzeltilmesi durumunda, şikayetçinin, İİK'nun 356. maddesi gereğince sorumluluğunun doğup doğmayacağı sübuta erecek olduğundan şikayetçinin şikayette hukuki yararı bulunduğundan, mahkemece, haciz müzekkeresinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Gecikmiş itirazın ön koşulunun usulüne uygun bir tebligat olduğu- Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması sonuca etkili olmayacağından, şikayetçinin başvurusunun tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet olarak kabulü gerektiği- Usulsüz tebligat şikayetinin, taraflar gelmese bile gereken karara bağlanması gerektiği- Tebligatta haber verilen komşunun ismi tesbit edilmeksizin tebliğ işleminin tamamlandığı görüldüğünden, tebligatın usulsüz olduğu- Usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine, borca ve faiz oranına itirazın ise düzeltilen tebliğ tarihine göre süresi içinde icra dairesine yapılması gerektiğine karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması sonuca etkili olmayacağından, şikayetçinin başvurusunun tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet olarak kabulü gerektiği-Tebligat mazbatasında belirtildiği üzere, komşusunun sözlü beyanına göre dışarıda olduğu bildirilen borçlunun, tevziat saatinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği belli olmadığı gibi, beyanı alınan komşunun imzadan imtina edip etmediği hususunun da tevsik edilmediği, öte yandan haber bırakılan komşu isminin de tesbit edilmediği görüldüğünden yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Borçluya yapılan örnek 8 ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının incelenmesinde; adresin kapalı olması nedeniyle, “isim ve imzadan imtina eden site güvenlik görevlisinin” beyanına göre "borçlu çarşıya gittiğinden Atatürk Mahallesi Muhtarlığına teslim edildiği"nin ve yine "isim ve imzadan imtina eden site güvenlik görevlisine haber verildiği"nin belirtildiği, muhatabın çarşıya gittiğini beyan eden site güvenlik görevlisinin isim ve imzadan imtina etmesi nedeniyle ad ve soyadının tespit edilemediği, bu durumda, yapılan tebliğ işleminin 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesi gereğince usulsüz olduğu anlaşıldığından, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, borçlunun bildirdiği öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Borçluya yapılan ödeme emri tebliğine ilişkin 21.03.2016 tarihli tebliğ mazbatasının incelenmesinde; tebliğ memuru tarafından; Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı belirtilerek, adreste yetkili kişiden sorulduğunda muhatabın şehir dışında olduğunu bildirmesi üzerine, mahalle muhtarına teslim edilerek, 2 nolu haber kağıdının kapıya yapıştırılıp komşusu S. D...’e haber verildiği açıklamasının bulunduğunun görüldüğü, tebliğ memurunun, muhatabın adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden "şehir dışında" açıklaması ile yetinerek, muhtara tebliğ ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması işlemlerini yapmak suretiyle Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca tebliğ işlemini tamamladığı, anılan tebligat usulsüz olduğundan, mahkemece, borçlu yönünden Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca borca itiraz dilekçesinde öğrenme tarihi olarak bildirilen 29.03.2016 tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekeceği-
Tebliğ zarfının üzerine, tebligatı çıkaran mercii tarafından Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; tebliğ memurunun tebliğ işlemini TK'nun 21/2. göre yapmasının yasaya aykırı olduğu- Tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre değerlendirilmesi halinde de; muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği ve bu konuda bilgisine başvurulan kişinin sıfatının ve kimliğinin tebliğ mazbatasında tespit ve tevsik edilmediği belirtilmediğinden ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz olduğundan, mahkemece, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren davetiyenin tebliği işleminde, muhatabın tevziat saatlerinde adreste bulunmadığı tespit edilerek tebliğ evrakı Muhtarlığa teslim edilmiş ise de, bu bilginin kimden alındığının belli olmadığı, tebligatta buna dair bir açıklamanın bulunmadığı, ihbarname kapıya yapıştırıldıktan sonra en yakın komşusuna bilgi verilmediği, tevziat saatlerinden sonra adrese gelip gelmediğinin araştırılmadığı, açıklanan nedenlerle tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesinde belirtilen usule uygun olduğu düşünülemeyeceği-
Alacaklı tarafından sözleşmeye dayalı olarak başlatılan ilamsız takipte, örnek (7) ödeme emrinin borçlu B. Grup İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Kuyumculuk Sanayi Ve Dış Ticaret Limited Şirketinin "M. A. Ersoy Mah. (Eski Mah. İsmi Mehter Çeşme Mah.) 1918 Sk. (İ.oğlu Marketle Aynı Sokakta) No:16 D:1 E.yurt/İstanbul" adresine "Tevziat saatinde hanenin kapalı olmasından dolayı isim ve imzadan imtina eden komşuya soruldu. Muhatabın dışarıda olduğu beyan etmesi üzerine evrak muhtarlığa götürüldü. Evrak muhtarlığa teslim edilerek 2 nolu formül kapıya yapıştırıldı. İsim ve imzadan imtina eden komşuya haber bırakıldı.” şerhi verilerek tebliğ edildiğinin görüldüğü, mahkemece, ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle ilgili adresin borçlu şirketin ticaret sicil adresi olup olmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-