Mernis adresi bulunmayan borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işleminin, borçluya aynı adreste daha önceden yapılmış usulüne uygun bir tebliğ işlemi bulunmadığından usulsüz olduğu- Satış ilanı -usulüne uygun- tebliğ edilmemiş olduğundan ve , borçlunun, şikayet tarihinden daha önceki bir tarihte ihaleden haberdar olduğuna ilişkin bir bilgi de bulunmadığından, 13.03.2015 tarihli ihalenin feshi için  03.02.2016 tarihinde yapılan ihalenin feshi şikayetinin süresinde olduğu-
Şikayet konusu tebliğ, takip dosyasında yer alan adres araştırmasına göre yapılmış olup her iki mernis adresi arasında uyumsuzluk olduğu, kaldı ki anılan tebliğ mazbatası üzerine "Adreste isim ve imzadan imtina eden şahıstan soruldu. Muhatap tanınmıyor/taşındı. Mahalle muhtarlığı kimlik paylaşım sisteminde muhatabın kaydı mevcut olup evrak mahalle muhtarlığına teslim edilerek 2 nolu haber kağıdı gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırıldı. (6099 Sayılı kanunla değişen 21. madde) İsim ve imzadan imtina eden şahsa haber verildi.’ şerhi ile tebliğ yapıldığı, haliyle tebliğ memurunca, kanun ve yönetmelik hükümlerine uyulmadığının anlaşıldığı, o halde mahkemece, borçluya ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle tebliğ tarihinin anılan takibi öğrenme tarihi olarak beyan edilen tarihi olarak kabulü ve şikayetin süresinde yapılmış olduğu hususları dikkate alınarak, davanın esasına girilip karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin, Yönetmelik'te belirtilen kişilerden sorularak beyanlarının alınması, beyanda bulunan kişinin mutlaka adı ve soyadının ve sıfatının tebligat parçasına yazılması gerekeceği, aksi halde yapılan tebliğ işleminin geçersiz olacağı, somut olayda tebliğ memurunun  muhataba tebliğ etmeden muhtara tebliğ ettiği ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamladığının görüldüğü, daha sonra çıkarılan tebligatta ise, tebliği çıkaran mercice, tebligatın, TK.'nun 21/2. maddesine göre yapılması gerektiğine ilişkin şerh düşülmeksizin, adresin mernis adresi olduğu dahi yazılmadan T.K'nun 21/2. maddesine göre tebligatın yapıldığı anlaşıldığından, anılan tebligatların usulsüz olduğu, o halde mahkemece, şikayetin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, borçlunun usulsüz tebliğe muttali olduğu tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihinden, dolayısıyla takip kesinleşmeden önce konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren davetiyenin tebliği işleminde, muhatabın adreste bulunmadığı tespit edilmişse de, ismini vermekten kaçınan ve hangi dairede oturduğu belirlenmeyen, "komşusunun" beyanı esas alınarak mahalle muhtarlığına yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan verilen hükmün bozulması gerektiği-
Borçluya yapılan ödeme emri tebliğine ilişkin tebligat mazbatasının incelenmesinde; ödeme emrinin; "adres tevziat saatlerinde kapalı olup, en yakın yan komşusu imzadan imtina ederek muhatabın çarşıda olduğunu beyan etti,T.K. 21.maddesine göre mahalle muhtarının imzasına tebliğ edildi,2 nolu haber kağıdı kapıya yapıştırıldı. komşusuna haber verildi." şerhi ile tebliğ edildiği, tebligatta, haber verilen komşunun ismi tesbit edilmeksizin tebliğ işleminin tamamlandığı görüldüğünden, yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca tebligatın usulsüz olduğu, o halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Davalının mernis adresine Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebligat yapılması gerekirken 35. maddesine göre yapılmasının, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracağı-
Üçüncü kişiye yapılan birinci haciz ihbarnamesi tebliğ işleminde, Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesi uyarınca, tebliğ memuru tarafından, muhatabın adreste bulunmama sebebinin bunu bilmesi muhtemel kişilerden araştırılarak beyanlarının tebliğ mazbatasına yazılıp imzalatılmadığı, imzadan çekinmeleri halinde, bu durumun yazılarak imzalanmadığı, dolayısıyla Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine uygun olmaması nedeniyle tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığından mahkemece; Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, borçlunun bildirdiği öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği- Üçüncü kişinin, "üyesi olduğu kooperatifin borcundan dolayı üçüncü kişi sıfatı ile kendisine haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği"ne ilişkin başvurusu hakkında mahkemece, inceleme yapılarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlu tarafından dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süresi içerisinde şikayet yoluna başvurulmadığı-itirazda bulunulmadığı takdirde tebligatın usulsüzlüğünün mahkemece resen nazara alınmasının mümkün olmadığı-
Tebliğ memurunun, beyanı alınan ve haber verilen komşunun kim olduğunu belirlemediği, muhatabın adreste bulunmama sebebini, borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, ilgili kişilerden sormak suretiyle tesbit ve tevsik etmeden "nerede olduğunun bilinmediği" açıklaması ile yetinerek, muhtara tebliğ ve 2 nolu haber kağıdının kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamlaması halinde, yapılan bu tebligatın, usulsüz olduğu- Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksinin karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği, beyan edilen öğrenme tarihinin aksinin tanık beyanıyla ispat edilemeyeceği- Mahkemece, ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin kabul edilerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emri tebliğ işleminin, “ Adreste kimse bulunamaması üzerine, adresin kapalı olması sebebi en yakın komşu, kapıcı veya yöneticiye sorulmuş, verilen sözlü beyanda muhatabın geçici olarak çarşıya gittiğinin beyan edilmesi üzerine tebliğ imkansızlığı sebebiyle tebliğ zarfı (ismi ve yetkili olduğu mahalle net olarak okunamayan) muhtara teslim edilmiş olup, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır. Ayrıca en yakın komşusu F.D.'a haber verildi....” şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istendiği, ancak tebliğ mazbatasında, bilgisine başvurulan kişinin kim olduğu ve sıfatı konusunda hiçbir bilginin bulunmadığı, beyanlarının tebliğ mazbatasına yazılıp imzalatılmadığı, imzadan çekinme hali var ise, bu durumun da tesbit ve tevsik edilmediği, dolayısıyla yapılan tebligatın usulsüz olduğunun anlaşıldığı, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğin, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı-