Borçlu davalının mal varlığına girmesi gereken miras payından feragat etmesi halinde, mahkemece davalıların kardeş olması nedeniyle davanın İİK.nın 278 ve 280. maddeleri uyarınca kabulü gerektiği-
Borçlunun adresinde yapılan haciz işleminde, borçlunun borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığının tespit edildiği, icra dosyasında yapılan diğer araştırmalarda borçlunun borcuna yetecek kadar başka malvarlığının da bulunmadığının anlaşıldığı, bu durumda, haciz tutanağının geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu kabul edilerek işin esasına girilmesi ve sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçluya ait taşınmazlar üzerine konulan 16.06.2010 tarihli ihtiyati haczin, açtığı tasarrufun iptali davasının kabul edildiği 20.03.2012 tarih itibariyle kesin hacze dönüşerek ilk haciz niteliği kazandığı, İİK'nın 268. maddesi uyarınca ihtiyati haczi bu tarihten önce olan alacaklıların kesin hacze iştirak edebilecekleri, bu durumda asıl ve birleşen dosyalarda şikayet olunan T. H.. A...'nin taşınmazlar üzerine koydurduğu 23.06.2010 tarihli ihtiyati haczin, A.. A.. tarafından uygulanan kesin hacze iştirakinin yerinde olduğu, asıl dosyada şikayetçi ve birleşen dosyada şikayet olunan ... Bank A.Ş.'nin kesin haczi 09.08.2012 tarihli olduğundan ilk hacze iştirakinin mümkün bulunmadığı, 06.12.2012 tarihinde düzenlenen her üç sıra cetvelinin de usul ve yasaya uygun olduğu-
Davalı 4. kişinin şirketin yönetim kurulu üyesi olan kişi borçlu davalının babası olduğundan, bu davalının davalı borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduğu- Davacı varlık yönetim şirketinin icra takip dosyasına ilişkin alacağı temlik aldığına dair temliknameyi dosyaya ibraz etmesi için süre verilmesine, ondan sonra davacı sıfatını kazanıp kazanmadığının irdelenerek hasıl olacak sonuca göre tasarrufun iptali davasında karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasının önkoşulu, borçlu hakkında yapılıp kesinleşen icra takibinin olması ve takip sonucunda alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması olduğu- Tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması gerektiği bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, mahkemece resen nazara alınması gerektiği-
Tasarrufun iptaline ilişkin davalar aynı hakka değil, kişisel hakka dayanan davalardan olduğundan genel yetki kuralına göre HMK'nun 6 maddesi gereğince davalıların yerleşim yeri mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Uygulamada bedeli borçlu tarafından ödendiği halde satın alınan taşınmazın alacaklılardan mal kaçırma amacıyla tapuda üçüncü kişi adına tescilinin borçlunun üçüncü kişi yararına yaptığı tasarruf niteliğinde olup iptale tabi olduğu- Mahkemece Organize Sanayi bölgesinden dava konusu taşınmazla ilgili olarak davalı borçluya ilk tahsisisin yapıldığı tarihten tapudaki satış tarihine kadar olan tüm belgeler istenerek, davalıların dava konusu taşınmaz için Organize Sanayi Bölgesine yaptığı ödemeler konusunda mali müşavir bilirkişiden rapor alınması, borçlu şirketin dava konusu taşınmaz bedelini ödediğinin tespiti halinde tasarrufu tarihi olarak borçlu ile organik bağı olan şirkete tapudaki devrin yapıldığı tarihinin esas alınması gerektiği-
İlke olarak taraflar arasında bir anlaşmazlığı hükme bağlayan ilamlara karşı tasarrufun iptali davası açılamaz ise de, boşanma davasında tarafların mal bölüşümü mahkeme tarafından belirlenmediğinden, tarafların mahkemeye anlaşma şeklinde bildirdikleri iradeleri ile mal paylaşımı mahkemece yapılmış olduğundan alacaklısından mal kaçırma amacında olan borçlu bu yolla amacına uygun olarak bir mahkeme kararı elde edebileceğinden, tasarrufun tarafları karı koca olduğundan, boşanma protokolü ile borçlu koca tarafından karısına anlaşmalı boşanma sonucu düzenlenen boşanma protokolü gereğince boşanan eşe devredilen taşınmazlar hakkında iptal davası açılabileceği-
Davacının takibindeki çekler iptali istenen tasarruflardan sonraki tarihleri taşısa da, çeklerin ticari hayatta vadeli olarak düzenlendiği de bir vakıa olup bu konuda mahkemece araştırma yapılarak takip konusu çeklerin borçlu tarafından vadeli olarak düzenlenip düzenlenmediği buradan hareketle tasarrufların borcun doğum tarihinden önce yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerektiği- Çekin lehtarı ile borçlu arasındaki ticari ilişkinin seyri üzerinde gerektiğinde karşılaştırılmalı defter incelemesi de yaptırılarak davacı alacağının tasarruf tarihinden önce doğup doğmadığı belirlenmesi gerektiği- Tasarrufun iptali davalarında üçüncü kişininde davaya dahili gerektiği-
Tasarrufun iptali davaları geçerli tasarruflar için açılabileceği gözönüne alındığında tasarrufun iptali davalarında borçlunun yaptığı tasarrufların davacı alacaklı açısından alacak ve fer'ilerini karşılayacak oranda tasarrufun geçersizliğine hükmettirmenin mümkün olduğu- Beklenilmesi istenen davada, davalı borçlu tarafından diğer davalı üçüncü kişiye yapılan satışın iptali istenmiş olup o davanın reddedilmiş olmasının tasarrufun iptali davasının reddi için bir gerekçe olmadığı bu durumda, tasarrufun iptali davasına devam edilerek iptal şartlarının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-