Haciz sırasında hazır bulunan üçüncü kişinin önce «haczedilen televizyonun başkasına ait olduğunu» söyledikten sonra, «aynı televizyonunun kendisine ait olduğunu» ileri sürerek istihkak davası açmasının samimi sayılamayacağı–
Hacizli taşınır malların haciz uygulanan işyerine -mülkiyeti davacı mal sahibinde kalmak koşuluyla- konsinye olarak bırakıldığının kanıtlanması halinde, satıcı borçlunun borcundan dolayı haczedilemeyeceği–
Muvazaa iddiasının alacaklı tarafından isbat edilmesi gerekeceği–
İptal davalarına ilişkin -İİK. mad. 278, 279 ve 280’de öngörülen- karinenin, istihkak davalarında uygulanamayacağı–
“Rehin sözleşmesi”nin varlığının -HUMY. 288 uyarınca- yazılı belge ile ispat edilebileceği-
Davacının, taraf olmadığı işlemde muvazaa iddiasını her türlü kanıtla isbat edebileceği–
Tanıkların -kural olarak- doğruyu söylediklerinin kabul edilmesi gerektiği–
Borçlunun bankada kiraladığı özel kasa içindeki ziynet eşyalarının haczedilmesi halinde, mülkiyet karinesinin borçlu yararına sayılacağı, bunun aksinin davacı üçüncü kişi tarafından yeterli ve inandırıcı biçimde isbat edilmesi gerekeceği–
Taşınır alım satımlarında, satıcının semen alacağından dolayı, satılan şey üzerinde hapis hakkına sahip bulunmadığı–
Fiilen haczedilip, borçluya yediemin olarak bırakılan -ancak; kaydına haciz şerhi işlenmemiş olan- aracı borçludan satın alan üçüncü kişinin -borçlunun yakın akrabası, iş ortağı vb. olması nedeniyle- «arabanın hacizli olduğunu bilebilecek durumda olması» halinde, iyiniyet iddiasında bulunamayacağı–