İİK.'nun 149. maddesinin birinci fıkrası 149/b maddesi gereğince; ipotek veren 'üçüncü kişi' ise, takipte ipotek veren üçüncü kişinin 'asıl borçlu' ile birlikte gösterilmesi zorunlu olup, asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında 'zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu-
Yargılama sonunda, bankadan gelen müzekkere cevabında davacının ödediği miktar dışında ayrıca ödediğini iddia ettiği vekalet ücretini ödediğini ispat edemediği, borcun kefalet nedeniyle ödendiği ve davalıya rücu hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulün ile, dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş olması yerinde olduğu-
Alacaklı tarafından üst sınır ipoteğine dayalı olarak başlatılan takipte, üst sınırı aşacak şekilde takibe ilaveler yapılamayacağından, itirazın iptali davasına konu icra inkar tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri için ayrı takip yapılmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı-
Taşınmazın haricen satışına ve satışı vaadine ilişkin muameleler kanunen geçerli bulunmamış ise de, satıcının bu işte görevli memur önünde ferağın icrasını ve aksi takdirde almış olduğu bedelin geri verileceğini taahhüt etmesi ve alıcıyla aralarında kararlaştırılmış bulunan bedeli bu şartla satıcıya vereceğini üstlenmesi halinde on yıllık zamanaşımına bağlı olduğu-
İİK. mad. 150/C uyarınca konulan şerhin kaldırılmasının talep edilmesi ve limit ipoteğinin, asıl borçlunun bankadan kullandığı ve kullanacağı kredilerin teminatı olmak üzere üst sınır ipoteği olarak kurulması halinde, borçlu, ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olarak sorumlu olacağından, toplam takip çıkışı üzerinden değil, ipotek limitlerinin üzerinden tahsil harcının hesaplanarak alınması gerektiği-
Banka'nın üçüncü kişi sıfatı ile istihkak iddiasında bulunabilmesi için haciz müzekkeresinin davalı Banka'ya tebliğ edildiği tarih itibarı ile Banka'ya olan borcun varlığını koruması ve Banka'nın herhangi bir riskinin bulunması durumunda bu miktarlar ile sınırlı olmak üzere üçüncü kişi bankanın dava konusu hesaplar üzerinde rehin ve hapis hakkının bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
İpoteğin üst sınır ipoteği olması halinde, borçlu, sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olarak sorumlu olduğu- Borçlu, ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olarak sorumlu olacağından, toplam takip miktarı üzerinden değil, ipotek limitlerinin üzerinden tahsil harcının hesaplanarak alınması gerektiği-
İpoteğin kaldırılması istemi- Alacaklının (davalı şirket) ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla davacı aleyhine icra takibi yaptığı ve bu esnada davalı şirket alacağını aldığından taşınmazın satış aşamasına gelindiği ancak satışının yapılmadığı anlaşılmakla, ipotek, azami meblağ (üst sınır) ipoteğine ilişkin bulunduğundan, temyiz aşamasında sunulan ibranamenin değerlendirilmesi, gerekirse bilirkişi marifetiyle davalı şirketi ile dava dışı şirketin ticari defterleri incelenerek davacının temsilci olduğu dava dışı şirketin borçlu olup olmadığı tespit edilmesi, dava dışı şirketin borcu olmadığının anlaşılması halinde ise davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Bankanın üçüncü kişi sıfatı ile "istihkak iddiası"nda bulunabilmesi için haciz müzekkeresinin davalı Banka'ya tebliğ edildiği tarih itibarı ile Banka'ya olan borcun varlığının koruması ve Bankanın herhangi bir riskinin bulunması durumunda bu miktarlar ile sınırlı olmak üzere üçüncü kişi bankanın dava konusu hesaplar üzerinde "rehin ve hapis hakkı"nın bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
İpoteğin fekki istemine ilişkin davada, dava nispi karar ve ilam harcına tabi olduğundan öncelikle fekki istenen ipotek bedeli üzerinden nispi harç yatırılarak dava açılması, şayet eksik harç yatırılmışsa bunun tamamlattırılması sonra işin esasının incelenmesi gerektiği-