TMK'nun 875. maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan ana borç, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan toplam borç miktarının, ipotek limitini aşamayacağı-
Dava, davacı şirketin keşidecisi, diğer davacının lehtar cirosu ile davalıya verilen çekin davalıya teminat olarak verildiği iddiasına dayalı bu çek nedeniyle icra takipleri kapsamında davacının uğradığı zararların tahsili ve taşınmazın devri nedeniyle davacı alacağının tahsili istemleri-
Üst sınır (limit) ipoteğinde, borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan, taşınmazların ne miktar için teminat teşkil edeceğinin ipotek akit tablosundaki limitle sınırlandırıldığı- Limit aşımına ilişkin şikayet, süresiz olarak her zaman ileri sürülebileceği-  İpotek limitinin aşılması nedeniyle ipotek limitinin üzerinde olan “icra harç, masraf ve vekalet ücreti” talepleri yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Davacı tarafça tesis olunan 15.04.2015 tarih ve 12548 sayılı 1 dereceden ipoteğin ipotek akit tablosunun incelenmesinde “para borcuna istinaden, ... 250.000 TL bedel” ile ipotek tesis edildiği, tesis olunan ipotek bir karz ipoteği olup, ispat külfetinin davacıda olduğu, davacının borcun ödendiği ve ipoteğin bedelsiz kaldığı iddiası bulunmadığı, davacının okuma/yazma bilmemesinden ve yaşlı olmasından faydalandığı iddiasının ise tapu dairesinde imzalanan resmi senedin aksinin tüm dosya kapsamında ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
01.01.2020 tarihinde süresi sona eren ipoteklerin ( 30 gün içinde yani 31.01.2020 tarihine kadar) icraya konularak İcra Müdürlüğünce İİK m.150/c maddesinde belirtilen şerhin, taşınmazın tapu kaydı üzerine konulması gerekeceği, aksi takdirde taşınmaz üzerindeki ipoteğin sona ereceği ( terkin edileceği) -
Vekil, müvekkilinin değilde, kendi borcunu güvence altına almak için müvekkiline ait taşınmaz üzerinde ipotek kuracaksa, vekâletnamede vekile böyle bir yetkinin verildiği açıkça belirtilmesi, bu nitelikteki kayıtların hiç bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açık ve sarih olması gerektiği- Vekâletnamenin ilk bölümünde yer alan "hâlen mevcut veya doğacak borçlarımın" ifadesiyle vekil eden davacının, mevcut borçları ve ileride kendisi tarafından borç altına girilmesi hâlinde bu borçlara teminat olmak üzere ipotek tesis ettirmeye dair yetki verildiği görüldüğü, vekâletnamede sözü edilen yetkinin, vekil edenin nam ve hesabına yapılacak işlemlere taalluk ettiği, bu vekâletnamenin ayrıca vekil lehine de ipotek tesis edilebileceğine ilişkin bir kayıt ve açıklığı kapsamadığı sonucuna varıldığından, dava dışı vekilin, kendi borcu için davacının taşınmazı üzerine ipotek tesis ettirme konusunda yetki sahibi olmadığı- Vekâletname uyarınca davalıya yapılan borçlanmadan davacının sorumlu tutulamayacağı, bu borca karşı teminat oluşturmak amacıyla davacı taşınmazına konulan ipoteğin hukuki dayanağının bulunmadığı ve yolsuz tescil hükmünde olduğu-  "...tarihli vekâletnamede vekile ipotek karşılığı taşınmaz üzerinde ipotek tesis etme yetkisi verildiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İpotek akit tablosunda “Aldığı 3 Milyon TL için faizsiz 5 yıl süreli ipotek” açıklamasında geçen 5 yıl sürenin açıkça ipoteğin süresi olarak gösterildiğinin kabulü gerekeceği- Karz olarak alınmış (doğmuş) 3 Milyon TL borcun vadesi ise akit tablosundan açıkça anlaşılamadığından, borcun muaccel olacağı tarih açıkça başka bir belgeyle de belirlenmemiş olduğundan, alacağın ihtarla talep edilerek muaccel hale getirilmesi gerekeceği- Borçluya 08.01.2021 tarihinde keşide ve tebliğ edilen ihtarla bu koşul yerine getirildiğinden ve iptaline karar verilen ilk icra emri de ödeme ihtarı yerine geçeceğinden alacağın muaccel hale geldiği, bu durumda 25.02.2021 tarihinde ipoteğe uygun olarak faiz talebi de olmaksızın düzenlenen icra emri ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin yürütülmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, bu gerekçeyi taşıyan İcra Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf talebinin esastan reddi gerekirken, ipotek akit tablosunda yer verilen ipotek süresi borcun vadesi olarak değerlendirilip takibin bu süre dolmadan başlatıldığından bahisle kararın ortadan kaldırılmasının ve takibin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
İİK'nun 150/h maddesine göre; alacağın veya rehin hakkının yahut her ikisinin bir ilamda veya ilam mahiyetini haiz belgelerde tespit edilmiş olması halinde, ilamların icrasına dair hükümlerin kıyasen uygulanacağı- Takip konusu ilamlarda murisleri aleyhine hükmedilmiş bir alacak bulunmadığından ilama bağlanmış bir alacaktan söz edilemeyeceği- TMK'nun 851. ve 881. maddelerinde ifadesini bulan ve muhtemel bir alacağın teminatı olarak tesis edilen üst sınır (limit) ipoteğinde, borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan, taşınmazların ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosundaki limitle sınırlandırılmış olduğu- TMK'nun 875. maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan ana borç, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan toplam borç miktarının, bu limiti aşamayacağı-
Üst sınır (limit) ipoteği sadece ipotek akit tablosunda belirtilen limit kadar alacağı teminat altına almış olduğundan, alacaklının ancak bu limit kadar ipotekli takip yapabileceği- Taşınmazı üzerinde limit ipoteği kurulan üçüncü kişinin, aynı zamanda kredi sözleşmesinde kefil olmasının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte ipotek limiti ile sorumlu olduğu ilkesini değiştirmeyeceği- Taşınmazın 1.385.000 TL’ye alacağa mahsuben alacaklıya ihale edildiği, müdürlüğün yaptığı hesaplamaya göre dosya borcunun 1.292.871,65 TL olarak tespit edildiği, şikayete konu Müdürlük kararı ile yapılan dosya hesabına dayanılarak "ihale bedelinin, 1.292.871,65 TL olan dosya alacağını geçtiğinden bahisle 92.128,35 TL’nin alacaklı tarafça dosyaya depo edilmesine" karar verildiği uyuşmazlıkta, davacı-borçlular, "taşınmazın alacaklı adına tescili işleminin tedbiren durdurulmasını" istemiş iseler de, İİK 134 vd. gereğince ihalenin kesinleştiği ve tescile engel bir durumun olmadığı, ancak, tesis edilen ipoteğin türü ve ipotek limiti gözönüne alındığında, dosya hesabı ipotek resmi senedine aykırı olduğundan, gerekirse dosyanın bilirkişiye tevdii ile iadesi gereken miktar olup olmadığı ve var ise ne kadar olduğunun tespit edilmesi gerektiği-
İpotek senetlerinin, ya kesin bir borcun (kesin borç ipoteği) ya da ileride gerçekleşmesi muhtemel bir borcun (limit, teminat veya üst sınır ipoteği) teminat altına alınması amacıyla tesis edileceği- Alacağın tahsili amacıyla tesis edilen ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılıp alacağın tahsili halinde ipotek akdinin de sona ereceği- Borçlunun, dosyanın infazından sonra ipotek kaydının terkini için tapu idaresine yazı yazılmasını icra müdürlüğünden isteyebileceği-