Bozma sonrası düzenlenen raporda davacının maluliyet oranı %22 olarak belirlenmiş olup, %13 maluliyet oranı üzerinden yapılan ödeme sonrası davacının maluliyet oranının %22 olarak belirlendiği, artan maluliyet oranının aradaki fark olan %9 olması karşısında, %9 artan maluliyet oranı üzerinden bozma öncesi düzenlenen ve hükme esas alınan hesap rapor tarihi itibariyle geçerli verilere göre tazminat hesabı yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile davalının usuli kazanılmış hakkı ihlal edilerek bozma öncesi hesaplanan sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi gerektiği- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
İtiraz Hakem Heyetince; SGK'dan dava konusu kazada davacının malul kalması nedeniyle iş kazası yönünden herhangi bir inceleme yapılıp yapılmadığı, olayın iş kazası olarak kabul edilmiş olması halinde davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılan ödemenin miktarı ve niteliği ile ilk peşin sermaye değeri tutarının ne olduğu, rücuya tabi olup olmadığı hususlarının sorulması, dayanak ödeme belgelerinin temin edilmesi, tüm belgelerin toplanmasından sonra toplanan tüm deliller birlikte tartışılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği- Aktüer raporundaki hesaplamanın, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanmak suretiyle yapılacağı-
Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği- Tazminat miktarlarına ilişkin yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebileceği ve bu sürenin hak düşürücü süre olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerektiği-
Islah suretiyle kısmi davanın belirsiz alacak davasına dönüşmeyeceği- Dava açılmakla, belirsiz alacak davasında alacağın tamamına ilişkin zamanaşımı süresi kesilmekte iken, kısmi davada talep edilmeyen kısım için zamanaşımı süresi işlemeye devam edeceği- Belirsiz alacak davasında davalı tarafça dava açıldıktan sonra ileri sürülen zamanaşımı def'i sadece ilk talebi değil bedel artırım talebini de kapsayacağı ve süresinde zamanaşımı def'inde bulunmaması halinde arttırılan bedel için sonradan zamanaşımı def'inde bulunulamayacağı-
Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği- Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesinin gerekli olduğu; belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiği-
Zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte başvurunun yapıldığı ancak eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu hâllerde bu eksikliğin tamamlanabileceği-
Aktüer raporundaki hesaplamanın, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanmak suretiyle yapılacağı- Bozma ilamına uyulmasına karar verildiğinden denetlenebilir ve infaz edilebilir bir şekilde, asıl talep ve feriler dahil olacak şekilde yeniden hüküm kurulması gerektiği-
bilirkişi raporunda, otobüs sürücüsünün durak içinde yolcu indirme-bindirme yaptığı sırada arkadan çarpma şeklinde oluşan kazanın kaçınılmaz olarak gerçekleştiği ve kazanın oluşumunda otobüs sürücüsünün kusuru bulunmadığının belirtildiği, başvuranın tam kusurlu olduğunun anlaşıldığından Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılması gerekeceği