Başvuru sahibi tarafından sunulan raporun kaza tarihinde yürürlükte olan Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmediği, başvuru öncesinde sigorta şirketine usulüne uygun düzenlenmiş maluliyet raporu ile müracaat edilmediği, raporda yer alan mevzuattan kaynaklı hesaplama farklılığından dolayı oran artışı olduğu sonuç olarak kesin hüküm sonrası gelişen bir durumun varlığına ilişkin tespit yapılmadan salt oran tespitine yönelik olarak rapor düzenlendiği, bu itibarla somut uyuşmazlıkta başvuranın, taleplerini dayandırdığı gelişen ve artan maluliyetin varlığını ispat edemediği gerekçesiyle itirazın reddine karar verileceği-
İtiraz edilmeyerek kesinleşen kusur durumunun, davacı lehine usuli kazanılmış hak sağlamış olduğu- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yönetmeliğin Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik olduğu ve bu yönetmelik hükümlerine göre yapılan maluliyet tespitinin ve aktüer hesabının mevzuata uygun olduğu-
Maluliyete ilişkin raporun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe göre düzenlendiği, geçici bakıcı giderinin poliçe teminatı kapsamında olduğunu, ailedeki bakım yükümlülüğünün sigortanın sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre yapılan hesaplamanın denetime elverişli olduğu, başvurucunun kask takmadığı yüz bölgesinden yaralanması nedeni ile maluliyet ile kask takılmaması arasında illiyet bağı da tespit edilmesine göre hesaplanan tazminat üzerinden %20 oranında müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiği-
Olay tarihi ve dava tarihi dikkate alındığında KTK'nın 109/2 nci maddesindeki uzamış ceza zamanaşımı süresi içinde davanın açılmadığı gözetilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Maluliyet oranının tespitinde, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin mi yoksa Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin mi uygulanması gerektiği-
Uyuşmazlık konusu ile sınırlı olmak kaydıyla belirtmek gerekir ki, Karayolları Trafik Kanunu'nun ilgili maddelerinde (md .90, 99) 6704 sayılı yapılan değişiklikler 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girmiş, kaza ise 18.10.2015 tarihinde gerçekleşmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtildiği üzere kaza tarihinde hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanacağına ilişkin kanuni düzenleme de bulunmayıp, kaza tarihinde hem Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği, hem Çalışma Gücü Meslekte Kazanma Gücü Tespit İşlemleri Yönetmeliği, hem de % 60 oranı üzerinde malulen emekliliğin düzenlendiği Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği yürürlüktedir. Gerçek zararın belirlenmesine yönelik ilkeler (yukarıda açıklandığı üzere somut tazminat hesabına ilişkin belirlemeler) istikrar kazanan Yargıtay içtihatlarıyla belirlenmiş ve uygulamaya yön verilmiştir. Haksız fiilden kaynaklanan zararların tespitinde fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükteki mevzuat hükümleri dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır. Oluşan zararın tespit edilmesinde aynı konuya yönelik aynı tarihlerde farklı düzenlemelerin bulunması da genel ilkelerden ayrılması için bir gerekçe olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Zira aksinin kabulü hukuki güvenlik ve istikrar ilkesine de aykırı düşmektedir. O hâlde, somut olayda kaza tarihi itibariyle yürürlükte ve güncel olduğu için kabul edilen Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde rapor alınması; bu rapordan sonra gerekli olması hâlinde maluliyet zararının hesaplanması için aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.