TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - A. Sorumluluk > - IV. Özel durumlar > - 1. Ölüm ve bedensel zarar > Madde 54 - b. Bedensel zarar
Yargıtay bozma kararından önce Uyuşmazlık Hakem Heyetinin ara kararı gereği alınan bilirkişi aktüer raporu ile % 61 maluliyet oranı ve %100 kusur üzerinden, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz kullanılarak sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanmış olup, bu tutardan yapılan ödeme düşülerek karar oluşturulduğu, bozma ilamı incelendiğinde davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik temyiz nedenleri dışındaki temyiz itirazlarının reddedildiği, başvuran tarafından ise İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın temyiz edilmemesi nedeniyle kararın başvuran yönüyle kesinleştiği, Yargıtay bozma kararına konu kararda hükme esas alınan bilirkişi raporu ile %61 maluliyet oranı üzerinden tespit edilen sürekli iş göremezlik tazminatı, %27 maluliyete oranlandığında; başvuranın talep edebileceği tazminat miktarının olabileceği dolayısıyla kazanılmış haklar dikkate alındığında, TRH-2010 Yaşam Tablosu ve teknik faiz %1,8 kullanılarak %27 maluliyet oranına göre ödenmesi gereken tazminat miktarı olmasına rağmen davalı tarafından ödenen tazminat dikkate alındığında, başvuru sahibinin bakiye tazminat alacağının bulunmadığı-
Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği- Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesinin gerekli olduğu; belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiği-
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesinin gerekli olduğu; belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiği-
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesinin gerekli olduğu; belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiği- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunların müteselsil olarak sorumlu tutulacağı- Alacaklının, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebileceği-
PMF 1931 Yaşam Tablosu'na göre muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesi (davalı lehine olacak biçimde daha kısa ömür süresi belirlediği ve davacı vekilinin talebiyle bağlı kalınması gerektiğinden), % 1,8 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından da "progresif rant" formülü kullanılarak tazminatın hesaplanmasının gerektiği dikkate alınmak suretiyle ek bilirkişi raporu alınarak (taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek) karar verilmesi gerektiği- Davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği-
Davalı vekili tarafından süre uzatımına muvafakat verilmiş olup, başvuran vekilinin ise süre uzatımına muvafakat beyanı sunmadığı, süre uzatım talebinin kabul edilmemiş olması ve somut olaya ilişkin yargılamanın yasal süresi içerisinde tamamlanması da mümkün olmadığından Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılarak kanunda belirlenen süreler içinde karar verilmesi mümkün olmadığından, dosyadan el çekilmesine, itirazın esası hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığı-
Davacı tarafın bedel arttırım dilekçesinin davalı sigorta şirketine tebliğ edilmesi gerekirken, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının savunma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkını kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilmesinin hatalı olduğu-