Takip yapan temlik alacaklılarının kredi veren kuruluş (banka) olmadığı ve ipoteğin limit (üst sınır) ipoteği olduğu, dolayısıyla İİK.nun 150/ı maddesindeki düzenleme kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmaları mümkün olmadığından, İİK.nun 150/ı maddesinin olayda uygulama yerinin bulunmadığı, bu durumda, alacaklıların, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapmaları usulsüz olup, bu husus süresiz şikayete konu edilebileceği gibi, mahkemece de re’sen dikkate alınması gerektiği-
İİK'nun 150/ı maddesi gereğince hesap kat ihtarnamesindeki miktar kesinleşmiş olmakla, alacak miktarına yönelik iddiaların artık icra mahkemesinde ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, ancak; İİK'nun 149/a maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı kanunun 33/1-2. maddesine göre itfa veya imhal nedeniyle icranın geri bırakılması talep edilebileceği gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığı ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarı, ayrıca işleyecek faiz oranının şikayet konusu yapılabileceği-
Alacaklı, kredi veren kuruluş (banka) olmadığı gibi, dayanak sözleşmenin de İİK'nun 150/ı maddesi kapsamındaki sözleşmelerden olmadığı, bu durumda İİK.nun 150/ı maddesinin olayda uygulama yeri bulunmadığından, alacaklının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması usulsüz olup, bu husus süresiz şikayete konu edilebileceği gibi, mahkemece de re’sen dikkate alınması gerektiği-
Mahkemece kredi sözleşmesi, ipotek akit tablosu ve hesap kat ihtarnamesi birlikte değerlendirilip, asıl alacak ve faiz taleplerinin ihtarnameye uygunluğu denetlenerek, kat ihtarı tebliği ile kesinleşen asıl alacak miktarı ile asıl alacak tutarına kredi sözleşmeleri, ipotek akit tablosu ve hesap kat ihtarı içerikleri dikkate alınarak, hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten temerrüt tarihine kadar akdi faiz, bu tarihten sonrasına temerrüt faizi hesaplanmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Kredi sözleşmesinin müşterek borçlu müteselsil kefili hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılamayacağı ve adı geçene icra emri tebliğ edilemeyeceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte kötü niyet tazminatı verileceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığı (İİK. mad. 150/ı)-
Tüketici kredisi alacağı ile kredi kartı alacağına ilişkin alacağın varlığı ve miktarının, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığı, bu durumda tüketici kredisi alacağı ve kredi kartı alacağı bakımından takibe dayanak belgeler ilam niteliği kazanmadığından, İİK'nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderilemeyeceği, ancak, ipotek, bu alacaklar dışında ticari nitelikteki diğer alacakları da teminat altına aldığından, takibin kredi kartı alacağı ve tüketici kredisi yönünden kısmen iptali halinde, bu kredi alacağının teminatsız kalması sonucunun ortaya çıktığı, bu nedenle ipotek hakkının bölünmezliği ilkesi karşısında icra emrinin tamamının iptal edilerek yerine ödeme emri çıkarılmasının gerekeceği-
İİK. 150/ı maddesi koşullarının oluşmadığı nedeniyle icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayet ve ipotek limitinin aşıldığı yönündeki şikayetlerin süresiz olarak her zaman ileri sürülebileceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde bu hususun mahkemece re'sen dikkate alınması zorunlu olduğu gibi; bu konuda yapılan şikayetin de süreye tabi olmadığı-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte kesin borç ipoteğine dayanılmış ise, eş söyleyişle, doğmuş bir alacağın temini için düzenlenen ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva ediyorsa,  ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe başvurulması ve İİK. mad. 149 gereğince, borçluya ve taşınmaz sahibi üçüncü şahsa birer icra emri gönderilmesi gerektiği-  Takibe dayanak yapılan muacceliyet ihtarnamesinin, muhatabın adreste tanınmadığından tebliğ edilmeden iade edildiği ve bu hali ile “fekki bildirilinceye kadar müddetle” düzenlenen resmi senette yazılı alacak için muacceliyet koşulunun gerçekleşmediği; alacaklının takip tarihinde henüz muaccel olmuş bir alacağı olmadığından, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-