Dava, taksim ve miras payının devri (4721 sayılı Yasa 677.md-743 sayılı Yasa 612.md) hukuki sebeplerine dayalı olarak açılan iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Hal böyle iken, mahkemece anılan hukuki sebepler bakımından tarafların istek ve savunmaları değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Taraflar arasında taksim sözleşmesi imzalanmışsa da tapuda yapılan işlemlerle bu sözleşmeden dönüldüğünün kabulü gerekip davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonunda ve tapuda resmi şekilde yapılan devirler ile taraf iradeleri yok sayılarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Dava konusu taşınmazlardaki paylar mirasçılar tarafından daha miras bırakan sağ iken devrolunduklarından miras payı devir sözleşmeleri geçersiz olup bu sözleşmelere dayanarak tapu iptal ve tescil istenemeyeceğinden bu taşınmazlar yönünden istemin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Tapulu bir taşınmazdaki miras payının 3. kişilere devrine ilişkin sözleşme ancak, resmi şekilde yapılması halinde geçerli olacağı- Davacının dayanağı sözleşme tarihinden sonra yürürlüğe giren, 4721 s. TMK. mad. 677/2. uyarınca, bir mirasçının 3. kişi ile yapacağı miras payının devrine ilişkin sözleşmenin geçerliliğinin, Noterlikçe düzenlenmesine bağlı olduğu- Taraflar arasındaki sözleşmenin, resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olacağı ve mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Her iki içtihadı birleştirme kararının kapsamında da görüldüğü üzere geçersiz sözleşmeye dayalı bedelin istenmesinin mümkün olduğu, davacının, harici satış senedine dayalı olarak iptal ve tescili sağlamadığını ve artık ümidinin kesildiğini, açtığı bu davayla öğrenmiş bulunduğu, içtihadı birleştirmede sözü edilen ferağdan dönme ve imtina tarihinin, saptanan bu durum karşısında harici satış senedinin düzenlendiği 10.01.1996 tarihi olmayıp davanın açıldığı 04.05.2011 tarihi olduğunun kabulünün gerekeceği, şu durum karşısında Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde açıklanan on yıllık zamanaşımı süresinin somut olayda dolmadığı-
Mahkemece, taraf delillerinin eksiksiz toplanmasının, yargılama sırasında ibraz edilen anlaşma başlığını taşıyan tarihsiz belgenin değerlendirilerek hukuki niteliğinin ortaya konulmasının, özellikle TMK’nun 677. maddesinde öngörülen belge niteliğini taşıyıp taşımadığının saptanmasının, anılan belgenin de hileye düşürülmek suretiyle elde elde edildiği ileri sürüldüğüne göre, bu konuda C.Başsavcılığına yapılmış şikayet ve yapılan ceza soruşturmalarına ilişkin evrak ve dosyaların değerlendirilmesinin gerekeceği-
Dava konusu olayda taşınmaz davacıların dayanağı olan belge ile kadastro tespitinden sonra fakat tespitin kesinleşmesinden önce davacıların dayanağı olan belge ile davalıların murisi tarafından davacıların murisine devredildiğinden tapuya kayıtlı taşınmazlar için öngörülen ve Medeni Kanunun 706, Tapu Kanununun 26 ve Borçlar Kanununun 213 (6098 sayılı TBK.nun 237) maddelerinde düzenlenen şekil şartının aranmayacağı, bu nedenle davacıların taşınmazların devrini her türlü delil ile ispatlama olanağına sahip oldukları, mahkemece davacıların dayanağı belgenin şekil şartına uyulmaması sebebiyle geçersiz olduğuna ilişkin görüşünün usul ve yasaya aykırı olacağı-
Nizalı taşınmazlarda sadece E. Çevik'ten davalıların yakın mirasbırakanı M. Çevik'e miras yoluyla intikal eden payların davacıya devredildiği gözetilerek sadece bu paylar bakımından iptale karar verilmesi gerekirken, temlik edilmediği halde A. Çevik'in 31.12.1990 tarihinde vefatı sonrasında M. Çevik'e intikal eden payları da kapsar şekilde iptal ve tescile karar verilmesinin doğru olmadığı-