Hata ve hile iddiasına dayalı limited şirket hisse devir sözleşmesinin iptali ile hisselerin davacıya iadesi istemlerine-
Borçlu olmadığı bir miktar parayı iradesi yanıltılarak ödeyen davacının istirdat istemine ilişkin davanın sebepsiz zenginleşmeye dayandığı- 818 s. BK'nın 62. maddesinde öngörülen bir yıllık sürenin,"hak düşürücü" değil "zamanaşımı" süresi olduğu; davalı tarafından süresinde yapılan bir zamanaşımı defii de bulunmadığına göre mahkemece resen dikkate alınarak davanın reddine karar verilemeyeceği-
Tapu iptali-tescil isteği-
Davacıya yapılan şirket hisse devirlerinin iptali ile devreden kişiler adına yeniden tescili istemi- Mahkemece, öncelikle dava konusu edilen tüm hisse devirlerine ilişkin sözleşmelerin ve vekaletnamelerin getirtilerek hisse devirlerinin asaleten mi yoksa vekaleten mi yapıldığının tespit edilmesi, davacıya hangi işlem için hangi vakıalara dayandığının açıklattırılması, hukuki nitelendirmenin yapılması, taraf delillerinin toplanıp davacının iddialarının yapılacak bu nitelendirmeye göre ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği- Davacının önceden dava açarak hisse devreden kişilere karşı hisse devirlerinin iptali ve devredenler adına tescili talebi ile dava açtığı, davanın usulden reddedildiği, ayrıca, davacının davalılardan biri hakkında şikâyette bulunduğu anlaşılmakla; anılan dosyanın ve tarafların tüm delillerinin getirtilmesi, davacının 818 s. BK'nın 31. maddesi kapsamında bir irade beyanının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiği- 
Davacının, kendisine hile ile boş senet imzalatıldığını, senedin davalı tarafından doldurularak, aleyhine takip başlatıldığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline karar verilmesini talep edebilmesi için TBK. mad. 39 gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde talep etmesi gerekeceği, davacının dava konusu senetle ilgili olarak hile ile kandırıldığı iddiasının Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 18/12/2009 tarihli şikayet dilekçesi ile ileri sürüldüğü, davacı için hilenin öğrenildiği tarihin 18/12/2009 tarihi olduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 13.04.2011 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, şeklen geçersiz sözleşmelerin de inşaatın ikmal edilmesi veya sözleşmeye güvenerek öncesinde veya sonrasında tapuda pay devri yapılması suretiyle geçerli hale gelmesi mümkün olup, tarafların inşaatın yapılması veya tapuda pay devri yapılması suretiyle edimlerini yerine getirmesi halinde şekil eksikliğinin ileri sürülmesinin iyiniyet kurallarına aykırı olacağı- 
İbraname savunmasının, hakkı ortadan kaldırabilecek itiraz niteliğinde olduğu ve yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği- Noterde düzenlenmiş ve geçerli olduğu anlaşılan ibranamelerde kısmi ödeme bulunduğundan anılan belgelerin "makbuz" hükmünde olduğu kabul edilerek ödenen miktarlar mahsup edilerek sonuca gidilmesi gerektiği-
Davadışı keşidecinin kardeşi olan tanığın ifadesine dayanılarak hüküm oluşturulmuşsa da, bu tanığın ifadesi ile Savcılığın vermiş olduğu takipsizlik kararı değerlendirildiğinde, “korkutulma” sonucunda senet imzalatıldığının kabul edilemeyeceği-
Davacı taraf hileyi tazminat davasının sonuçlandığı 04.02.2014 tarihi itibariyle öğrendiğini ileri sürdüğüne göre, mahkemece tarafların delilleri toplanarak, davacının hile olgusunu ne zaman öğrendiği tespit edilerek, davacı tarafın terditli talebi üzerinde de durularak, neticesine göre bir karar vermek gerekeceği-
Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabileceği- Davacı başından beri satış yaptığını bildiğine göre TBK. mad. 39 uyarınca dava tarihi itibari ile hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu-