Hak düşürücü süre hususunun davanın esasına ilişkin olmasına göre avukatlık ücretinin, reddolunan kısım üzerinden anılan davalılar lehine vekalet ücretinin nispi olarak hükmedilmesi gerektiği-
İradeyi fesada uğratan sebeplerden dolayı açılacak davaların, ıttıla tarihinden itibaren 1 yıl için açılmasının zorunlu olduğu, bu sürenin zamanaşımı süresi olmayıp, hak düşürücü süre niteliğinde olduğu, hakim tarafından davanın hitamına kadar re’sen gözetilmesi gerekeceği-
Tehdit hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davanın Borçlar Kanunu'nun 31. maddesindeki bir yıllık hak düşürücü süreden sonra açılması nedeniyle reddi gerekeceği-
Boş belgeye imzada belgenin üstünün taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının tanıkla ispatının olanaklı olmadığında; ancak yazılı delille ispatı gerektiğinde ve yazılı delil de yoksa dayanılmış olması koşuluyla yemin delilinin söz konusu olabileceği -
«İkrah» (korkutma, tehdit) ile elde edilen senet hakkında -borçlunun korkunun ortadan kalktığı tarihten itibaren bir yıl geçmeden, «akdi (borcu) ifa etmek kararını» karşı tarafa bildirmesi koşuluyla- bir yıllık süreden sonra da olumsuz tesbit davası açabileceği–
Davalıların mirasbırakanı ile diğer davalıların ve mirasbırakanın vekilinin aynı köyden olmaları, birbirlerini yakından tanımaları nedeniyle, müvekkilinin ölümünden sonra vekilin davalılara yaptığı satışta alıcıların iyiniyetli sayılamayacakları-