İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali isteminin genel mahkemede ileri sürülebileceği- İcra kefaletinin ilamlı icra takibine konu edilebilmesi için yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerektiğinden, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK. mad. 583 ve 584. maddeleri uyarınca kefaletin geçerli olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Şirket hakkında geçici mühlet kararında "şirket malları üzerinde hapis hakkı uygulanmamasına" ilişkin tedbir kararı bulunmadığı, icra müdürlüğü ve icra mahkemesinin tedbir kararını yorumlama yetkilerinin bulunmadığı, geçici mühlet kararında yer alan muhafaza işlemlerinin kaldırılmasına şeklindeki düzenlemenin hapis hakkının konusu olan araç hakkında uygulanmasının mümkün olmadığı, şikayete konu aracın zaten alacaklının elinde bulunduğu, teslime bağlı rehin hükümleri gereğince rehnin konusu olan aracın borçlunun rızası ile alacaklıya teslim edilmiş olduğu, aracın satış işlemlerinin durdurulması ile yetinilmesi gerekirken alacaklının elinde bulunan aracın borçluya teslimine ilişkin icra müdürlüğü işlemi dosya kapsamına ve yasaya uygun olmadığı-
Takip ehliyetinin yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre kamu düzenine ilişkin olduğundan her zaman (süresiz) şikayet yolu ile ileri sürülebileceği, icra mahkemesince bu hususun kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi gerekeceği, somut olayda ipotek borçlusunun takip tarihi itibariyle kısıtlanmasını gerektirecek bir hastalığı var ise borçlunun takip ehliyeti bulunmadığından takip talebinde borçlu ile birlikte vasinin gösterilmesinin ve icra emrinin vasiye tebliğinin zorunlu olduğu, o halde mahkemece, varsa tarafların delilleri ile birlikte borçluya ait raporların, tüm tedavi ve hasta takip evraklarının, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı veya tam teşekküllü bir devlet hastanesine gönderilerek borçlunun 20/01/2017 takip tarihi itibariyle medeni hakları kullanma (fiil) ehliyeti bulunup bulunmadığına yönelik rapor aldırılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davası açılabilmesi için alınan aciz vesikasının şartlarının oluşup oluşmadığı ilgili davada tartışılacağından, üçüncü kişinin aciz vesikasının iptaline ilişkin şikayette bulunmada hukuki yararı bulunmadığı-
Usulsüz tebligat şikayetine ilişkin yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamayacağı-
Haczedilmezlik şikayetinin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süre içinde yapılması gerektiği- Her haczin yeni bir şikayet hakkı doğuracağı, satışa esas alının son haciz için meskeniyet şikayetinde bulunulmadığı, bu hakkın kullanılmadığı anlaşıldığından şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun, bir taraftan tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürerken, bir taraftan da usulsüz olduğunu ileri sürdüğü tebligatı öğrendiği tarihten itibaren (7) gün içinde icra mahkemesine şikayette bulunması gerekeceği-
Alacaklının dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi yönündeki talebi iki haftalık kesin süre içerisinde olmadığından asıl icra dosyasındaki takibin açılmamış sayılması durumunda olan bir takip olduğu, daha sonra takibin açılmamış sayılması yönünde alınacak kararın tespit niteliğinde olduğu, bu durumda olan bir dosyadan haciz için talimat yazılamayacağı, HMK'nun 20. maddesi hükmünün kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle aleyhe bozma ilkesinin de nazara alınamayacağı dikkate alınarak icra mahkemesince bu gerekçe ile icra müdürünün haciz yapılmaması yönündeki işleminin doğru olduğu kabul edilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin haciz işlemine karşı İİK’nın 96 ve devamı maddelerinde düzenlenen istihkak davası açma yolu ile mahcuzların kendisine ait olduğunu ileri sürme hakkına sahip olduğu, dosya içindeki bilgi ve belgelere göre şikâyetçi iştirak haczine konu mallarla ilgili olarak istihkak iddiasında bulunmuş ise de daha sonra verdiği dilekçe ile bu iddiasından vazgeçtiğinin, istihkak davası açmadığının anlaşıldığı, o halde icra takibinde taraf olmayan şikâyetçi üçüncü kişinin, icra takibindeki iştirak haczinin iptalini şikâyet yolu ile isteme hakkı bulunmaması (aktif husumet yokluğu) nedeniyle şikâyetin reddi gerekeceği-
Şikayete konu işlem, Asliye Ticaret Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararın infazı ile ilgili olup, icra müdürlüğü, ticaret mahkemesinin infaz memuru olarak görev yaptığından, bu kararla ilgili şikayetleri inceleme görevinin, kararı veren Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu-