«Tesbit ve tescil»e ilişkin ilâmın -ayrıca ilâmda açıkça belirtilmedikçe- «müdahalenin önlenmesi»ni kapsamadığı–
Olumsuz (menfi) tesbit davalarının kabul veya reddine ilişkin kararların kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı–
İhtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra, yasal süresi içinde (İİK. mad. 264/I) takip talebinde bulunulmaması halinde, ihtiyati haczin hükümsüz olacağı ve bu durumda borçlunun yaptığı «haczedilmezlik şikâyeti»nin de konusuz kalacağı–
2675 sayılı yasa (şimdi; 5718 sayılı yasa) gereğince «karşılık esası bulunup bulunmadığı» hususunun araştırılması gerektiğinin süresiz şikâyet yolu ile ileri sürülebileceği–
İpotekli taşınmazın, borçlu tarafından -ipotek sahibi alacaklının izni alınmadan- başkasına kiralanıp tapuya kira akdinin şerh verilmesinin, ipotekli alacaklının haklarına etkili olmayacağı (ve ipotekli alacaklının, kira sözleşmesi tapuya şerh verilmemiş gibi, taşınmazın satışını isteyebileceği)—
Borçlunun, kıymet takdiri raporunun kendisine tebliği ile taşınmazın haczini öğrenmiş sayılacağı, yedi günlük şikâyet süresinin bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı–
İlâmda öngörülen ve borçlu - davalının hapis hakkına konu teşkil eden satış bedeli, davacıya yatırtılmadan, davalıya -taşınmazı teslim etmesi hususunda- icra emri gönderilemeyeceği–
Olumsuz tesbit davasının reddi nedeniyle alacaklı lehine mahkemece tazminata hükmedilmiş olmasının, icra veznesine yatırılan ve tedbir kararı nedeniyle alacaklıya ödenmeyen alacağa -paranın ödenebilir hale gelmesine (ihtiyati tedbirin kalkmasına) kadar- faiz yürütülmesine engel teşkil etmeyeceği–