Borçtan kurtulma davasına bakan mahkemenin, icra mahkemesinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda alınan raporla yetinerek karar veremeyeceği–
Takip konusu yapılan «kıdem tazminatı»na ‘mevduata uygulanan en yüksek faiz’in, «ihbar tazminatı»na ise ‘yasal faiz’in yürütüleceği–
İpotekle temin edilmiş para alacağına ilişkin ilâmın, kesinleşmeden takip konusu yapılabileceği–
Taşınmaz hakkında «ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiği» hususunun tapu siciline şerh verilmesinden sonra, taşınmazı alan kişilere «icra emri» ya da «ödeme emri» gönderilmesine gerek bulunmadığı-
Borçlu tarafından «şikâyet» adı altında yapılan başvurunun, hukukî niteliği gereği «itiraz» olarak değerlendirilebileceği çünkü, yapılan başvuruyu nitelendirmenin hakimin görevi olduğu–
Bildirilmesi (sıra cetveline kaydı) gecikmiş alacağın kabulü halinde, iflâs idaresince sıra cetvelinin yeniden düzenlenip ilanının ve diğer alacaklılara bildirilmesinin yasanın emredici hükmü olduğu, bu hususun yerine getirilmemesinin süresiz şikayet
Belediyenin, «haczedilen şeyin niteliği gereği kamu hizmetine tahsil edilmiş olduğu için» ‘haczin kaldırılması gerektiği’ni süresiz şikâyet yolu ile ileri sürebileceği–
Takipte istenen faiz miktarına (ve oranına) yönelik başvurunun «şikayet» olmayıp «itiraz» olduğu— (Not: Yüksek mahkeme, takipten sonra işleyecek olan faiz oranı bakımından 2007 yılından itibaren bu görüşünü değiştirerek, borçlunun işleyecek faize yönelik başvurusunun itiraz niteliğini taşımayıp şikayet niteliğini taşıdığını belirtmeye başlamıştır)
Ceza ilâmları ile bu ilâmın eklentileri durumunda olan tazminat, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de, ilâm kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı-
Vergi dairesinin yazısına dayanılarak ayrıca alacağın doğum sebebi ve satışa yapılan malların aynıyla ilgili olup olmadığı araştırılmadan, bu dairenin alacağına öncelik tanınamayacağı—