Farklı tarihlerde uygulanmış olan ihtiyati hacizlerin aynı tarihte kesin hacze dönüşmüş olmaları halinde, satış bedelinin alacaklılar arasında garameten paylaştırılması gerekeceği–
6183 sayılı Kanun uyarınca haczedilen taşınır/taşınmaz malların belirli bir süre içinde satış istenmemesi halinde haczin düşeceğine ilişkin adı geçen kanunda özel bir hüküm bulunmadığından, İİK. 106 ve 110. hükümlerinin kamu alacakları yönünden uygulanamayacağı (Kamu alacağından dolayı «vergi alacağı, prim alacağı gibi», kamu idareleri «vergi dairesi, SSK gibi» tarafından 6183 sayılı Kanun uyarınca konulan hacizlerin, belirli süre içinde satış istenmemiş olması halinde düşmeyeceği, bu nedenle satılan taşınır/taşınmaz üzerinde daha önce konulmuş haczi bulunan bu kamu idarelerine «sıra cetveli»nde öncelikle yer verilmesi gerekeceği)–
Sıra cetveline yönelik şikâyetlerde, sırasına itiraz edilen -yapılan şikâyetten hukuki durumu etkilenecek olan- alacaklı ya da alacaklıların «karşı taraf» olarak gösterilmesi (eğer gösterilmemişse, icra mahkemesince «tetkik merciince» bu kişilerin duruşmaya çağırılması) gerekeceği–
Talimat icra dairesinin, haczi uygulayıp ileri sürülen istihkak iddialarını tutanağa geçirmekle yetinmeyip ayrıca, İİK. 99 uyarınca alacaklıya istihkak davası açmak üzere süre veremeyeceği - Haciz nedeniyle oluşan istihkak iddialarına karşı İİK. 97 ve 99. maddelerden hangisinin uygulanacağının tayin ve takdirinin, asıl takibin yapıldığı icra dairesinin görevi olduğu–
İflas masası adına, iflas idare memurlarının hepsinin birlikte ihaleyi yapmamış olmalarının, yapılan ihalenin süresiz şikayet yoluyla feshini gerektireceği—