Rehinli alacaklıya borcu ödeyen kefilin onun haklarına halef olacağı (BK. mad. 496; şimdi; TBK. mad. 596), ayrıca, takip yapmasına gerek kalmadan rehinli malın satılması halinde, kefile satış bedelinden öncelik tanınması gerekeceği—
7 gün gibi kısa bir sürede, icra emrine karşı icra mahkemesine itiraz etmek durumunda bulunan vasinin bunun için sulh mahkemesinden izin almasına gerek bulunmadığı–
Boşanma davasından sonra MK: 197 uyarınca verilen tedbir nafakasının, boşanmaya ilişkin kararın kesinleşmesi ile sona ermeyeceği, mahkeme kararı olmaksızın icra mahkemesince (tetkik merciince) nafakanın kaldırılamayacağı–
«Şikayet» teknik anlamda «dava» olmadığından, şikayet dilekçesinin de HUMK. 179’daki (şimdi; HMK. 119'daki) dava dilekçesi niteliğinde olmadığı, bu nedenle şikayet dilekçesinin HUMK. 179’daki (şimdi; HMK. 119'daki) koşulları taşımasının gerekmediği–
Haciz ettirdiği aracın bir yıllık süre içinde satışını isteyen ve satış giderini yatıran alacaklının haczinin geçerliliğini korumuş olacağı (Trafik kaydına haciz koydurduğu aracın bir yıl geçmeden satışını isteyen alacaklının haczinin düşmemiş olacağı ve sıra cetvelinde kendisine yer verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı) –
Menfi (olumsuz) tesbit konulu -menfi (olumsuz) tesbit davası sonucunda- davanın kabulüne/reddine ilişkin kararların, kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, ilamda yer alan eklentilerinde aynı kurala tâbi olduğu (yani; ilamda yazılı «tazminat» ve «yargılama giderleri»nin de ilamın kesinleştiği tarihte muaccel olacağı ve bu tarihten itibaren bunlara faiz yürütülebileceği ve infaz edilebileceği)–
Haciz tarihinden itibaren taşınırlarda bir yıl, taşınmazlarda ise iki yıl içinde satış istenmemesi halinde haciz düşeceğinden, bu süreler içinde haciz ettirdiği şeyin satışını istememiş olan alacaklıya sıra cetvelinde yer verilemeyeceği (Alacaklının alacağına sıra cetvelinde yer verilebilmesi için, haczinin düşmemiş olması gerektiği)–
Takip dayanağı kambiyo senetlerinin, itiraz süresi (5 gün) içinde borçlunun incelemesine hazır bulundurulmadığının saptanması halinde icra mahkemesince «ödeme emrinin iptaline» karar verilmesi gerekeceği–
Ölü kişi (borçlu) hakkında takip açılamayacağı ve yapılan takibin, borçlunun mirasçılarına yöneltilemeyeceği (mirasçıların hakkında, yeni bir takip yapılması gerekeceği)– Not: 6100 sayılı yeni HMK’ nun 124/4 maddesindeki “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” şeklindeki yeni düzenleme nedeniyle, bu İçtihadı Birleştirme Kararı önemini yitirmiştir…