Maddi hataya dayanan bozma kararına uyulmakla, kazanılmış hak oluşmayacağı - Şikayetin «aktif husumet ehliyeti» yönünden (yokluğu nedeniyle) reddi halinde, ayrıca şikayetin süresinde olup olmadığının incelenmesine gerek kalmayacağı–
Boşanma davası sonucunda hükmedilen «yoksullu nafakası» ile «iştirak nafakası»nın, boşanma ilamının eklentisi olduğu, bu nafakaların boşanma ilamının kesinleşmesi ile muaccel olacağı, bu tarihten itibaren icraya konulabileceği ve bu tarihten itibaren faiz istenebileceği–
İlamın infaz edilecek kısmının, «hüküm bölümü» olduğu, bu bölümün aynen infazı gerektiği, icra mahkemesi hakiminin ilamın infaz edilecek kısmını yorum yoluyla belirleme yetkisinin bulunmadığı–
İlk hacze katılabilmek için, kamu alacağının eşya ve taşınmazın aynından doğmuş olmasının gerekmediği-
Ödeme emrini alan borçlunun "itiraz müddetinden vazgeçtiğini" bildirerek yaptırdığı haczin, haciz koyduran alacaklı dışındaki alacaklılara etkili olmayacağı "İİK. mad. 20" (Onlar bakımından, daha önce konulmuş olan bu haczin, "itiraz süresinden sonra konulmuş bir haciz" gibi sonuç doğuracağı)–
Üzerindeki hacizlerle yükümlü olarak üçüncü kişi adına mahkeme kararı ile tescil edilmiş taşınmazın -tescil kararı iptal edilmedikçe- bu taşınmazın satıcı-borçlu (müflis)in iflas masasına girmeyeceği–
İcra müdürünün itirazın süresinde yapıldığını kabul ederek vermiş olduğu «takibin durdurulmasına» dair karardan kendiliğinden dönemeyeceği–
Tam yargı davaları sonucunda verilen ve «belli bir miktarı içeren» ilamların (2577 s. K. mad. 28/II) icra dairesinde ilamlı takip konusu yapılabileceği–
Takas ve mahsup iddiasının, süreye bağlı olmadan, takibin her aşamasında bildirilebileceği (BK. 118; şimdi; TBK. mad. 139)–