«Fuzuli işgal nedeniyle elatmanın önlenmesi»ne ilişkin ilâmların, kesinleşmeden uygulanabileceği–
Mahkemelerce verilen ihtiyati tedbir kararlarının -kararda ayrıca, «dava konusu taşınmazın/taşınırın cebri icra yoluyla da satılamayacağı» belirtilmiş olmadıkça- dava konusu şeyin rızai devirlerini önleyeceği, yapılan icra takibine (ve yapılacak ihaleye) etkili olmayacağı-
İlamda hükmedilen vekalet ücretinin tahsili için avukatın kendi adına icra takibi yapamayacağı–
BK. 84 (şimdi; TBK. mad. 100) emredici bir hüküm olduğundan, alacaklı «takip talebi»nde açıkça «borçlunun yaptığı ödemelerde (yatırdığı taksitlerde) bu hükmün uygulanması»nı istememiş dahi olsa, icra müdürünün görevinden ötürü, kendiliğinden bu hükmü uygulayarak «yapılan ödemeleri, öncelikle faiz ve masraflardan düşmesi» gerekeceği–
İcra emrinin Tebligat Kanununa uygun olarak tebliğ edilmediğinin saptanması halinde «icra (ödeme)emrinin iptaline» değil «tebliğ tarihinin düzeltilmesine» karar verilmesi gerekeceği–
Keşidecinin hasımsız olarak aldığı «çekin iptali»ne dair karardan, çek hâmilinin etkilenmeyeceği–
Asıl borçlu hakkındaki takibin iptali halinde, takibe kefil hakkında devam edilemeyeceği-
«Ara kararları» İcra İflas Kanununun 68. maddesindeki belgelerden olması nedeniyle genel haciz yolu ile takibe konulabilirse de, davanın sonunda verilen ve tefhim edilen «kısa kararlar»ın müstakilen takip konusu yapılamayacağı–
Tam yargı davaları sonucunda verilen ve «belli bir miktarı içeren» ilamların (2577 s. K. mad. 28/II) icra dairesinde ilamlı takip konusu yapılabileceği–