Kanuni müddet içinde haciz istendikten sonra süresinde satış istenmemesi halinde takip düşmeyip, haczin düşmekte olduğu- İİK'nın 106. maddesi uyarınca haciz tarihinden itibaren 2 yıllık süre içerisinde satış talebinde bulunulmadığından şikayetçinin haczinin düştüğü, bu nedenle sıra cetveline yönelik şikayetinde hukuki yararı bulunmadığı-
İcra Hakimliği'nin ilamın hüküm fıkrasını kendiliğinden yoruma tabi tutmasının ve edayı içeren bir ilam gibi nitelendirilip benimsemesinin isabetsiz olduğu, İİK.nun 16/2 uyarınca, bir hakkın yerine getirilmemesinden, kaynaklanan şikayetlerin süre ile sınırlandırılmadığı, o nedenle; olayda ilamlı takip yolunun seçilmesi ve bu prosedür doğrultusunda borçluya icra emri gönderilmesinin usul ve yasaya özellikle takip konusu ilamın niteliğine aykırı olduğu, bu durumda mahkemece dayanak ilamda aylık kira yardımı hususunda likit bir alacak miktarının belirlenmediği, yani eda hükmü içermediği, alacağın miktarının belirlenmesinin yargılamaya muhtaç olduğu-
5230 sayılı Yasa'nın 11. maddesinde yer alan muafiyet, 492 sayılı Harçlar Kanununun 23.maddesinde düzenlenen vazgeçme harcını da içerdiği, kamu bankalarının feragat harcından muaf olduğu-
Borçlu belediyenin banka hesapları üzerine haciz konulduğu, haczedilen paraların vergi, resim, harç geliri olduğunu ya da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu belediyenin ispatlaması gerektiği-Hesaptaki paraların, vergi, resim ve harç niteliğinde olmaları veya kamu hizmetinde fiilen kullanılıyor olmaları halinde (bu olgu belirlendiği takdirde) haczedilemeyeceği, hesapların havuz hesabı olduğunun belirlenmesi halinde ise, haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verileceği-
Borçlu icra mahkemesine başvurusunda “takip alacaklısı tarafından sunulan belgelerin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe konulabilecek vasıfta yani ilam vasfında sayılan belgelerden olmadığı ve ilamlı takibe konularak müvekkiline icra emri tebliği işleminin Yasa'ya aykırı olduğu yönündeki iddiası, ilama dayanılmadan ilamlı takip yapıldığı yönünde şikayet" niteliğinde olup bu şikayetin "bir hakkın yerine getirilmemesinden" kaynaklandığı- Rehin açığı belgesi vs ile karşı karşıya gelebilecek olan borçlu yönünden, süresiz şikayetin gelinen gayrimenkulun ihaleyle satılması ve tahliyesi aşamasında ileri sürülmesinin "hakkın kötüye kullanımı" niteliğinde sayılamayacağı-
İlamda vekil sıfatı olmayan avukatın, ilamların icrası yolu ile takibe başladığı icra emrinin tebliğinden sonra başvuru ile takibi düzeltip kendi adı ile yeniden çıkarılmasını sağladığı bu durumda önceki icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Tarafları aynı olan kesinleşmiş mahkeme ilamlarına dayanılarak takas-mahsup istenilebilir ise de bu halde takas-mahsuba konu alacaklar üzerine üçünçü şahıslarca takas-mahsup talebinden önce haciz konulmuş ise bu hacizler nazara alınarak bakiye alacak kaldığı takdirde takas-mahsuba karar verilebileceği-
İhale alıcısının icra mahkemesine başvurusu, icra müdürlüğünce hesaplanan KDV oran ve miktarına ilişkin olup, Vergi Dairesi Başkanlığı’nın, icra takibinin tarafı olmadığından hasım olarak değerlendirilemeyeceği-
Tahsilatın yapıldığı Milli Eğitim Müdürlüğü (bağlı bulunduğu Milli Eğitim Bakanlığı) genel bütçeye dahil idareler arasında yer alıp harçtan muaf olduğundan, ödenen tahsil harcının iadesi yönünde hüküm oluşturulması gerekirken, şikayetin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-