Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin, HMK'nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı, şikayetin reddine karar verileceği-
İlamda faize ilişkin hüküm bulunmaması halinde, icrası kesinleşmesine bağlı olmayan ilamlarda karar tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un 1. maddesi koşullarında değişen oranlarda yasal faizin istenebileceği-
Borçlunun üçüncü kişi nezdinde ileride doğması muhtemel alacaklarının haczinin İİK.nun 78. maddesi kapsamında gönderilecek haciz yazısı ile mümkün olduğu- Şikayete konu yazının 89/1 haciz ihbarnamesi olması halinde üçüncü kişiye, doğacak alacakların haczi yönünden gönderilen haciz ihbarnamesinin, haciz müzekkeresinin sonuçlarını doğuracağı ve bu nedenle 3. kişinin, haciz müzekkeresinin gereğini yerine getirerek daha sonra doğacak paraların icra dosyasına gönderilmesinde yasal bir engelin de bulunmadığı-
Yargılama gideri ve vekalet ücreti kalemleri dışında ilamın, ilamlı icra yolu ile infazının mümkün olmadığı-
Borçlu vekili, itiraz dilekçesinde icra emrindeki faiz miktarına da itiraz etmiş ise de; yargılama sırasında "borca değil yalnızca faizin türüne itiraz ediyoruz, bu da hesaplamayı gerektirmeyip yalnızca hukuki uyuşmazlık niteliğindedir" şeklinde beyanda bulunduğundan, bu durumda, icra mahkemesince faizin türü belirlenmek suretiyle şikayetin sonuçlandırılması gerekeceği-
İcra emrinin tebliğe çıkartılmış olduğu ve alacaklının takibi sürdürme iradesi dikkate alındığında icra emri borçluya tebliğ edilmemiş olsa bile, borçlunun takibe ve borca yönelik şikayet ve istemleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
İİK.'nun 150/c fıkrası gereğince ipoteğe konu iki adet taşınmazdan birinin üzerindeki şerhin kaldırılmasına yönelik istemin alacağın tamamının haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceği, şerhin kaldırılması için tahsil harcının ödenmesinin zorunlu olduğu-
Alacaklının genel mahkemede açtığı dava sonuna kadar, hükmolunan tazminatın tahsilinin tehir olunacağı-
İlama dayalı olarak başlatılan takipte, ilamın onanması ve alacaklı vekilinin dosya hesabının yapılarak teminat mektubunun paraya çevrilmesi talebinde, mahkemece, alacaklılar vekilinin, süresinde icra dairesi işlemine karşı yaptığı başvurunun esasının incelenmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen (derdest bir takip bulunmadığı) gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilemeyeceği-
Alacaklı bankanın, 4077 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemeyeceği, bu başvuru İİK.nun 16/2. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, kefilin icra mahkemesine süresiz başvuru hakkı bulunduğu-