Hükümde nafaka artış oranı olarak belirlenen miktar likit (muayyen-belirli) olmadığında, bu alacak için ilamlı icra takibi yapılamayacağı-
İlamda müşterek ve müteselsil olarak sorumluklarına hükmedilen borçlular hakkında usul ekonomisi gereğince takip imkanı varken dayanak ilamdaki borçluların sorumluluk miktarlarındaki sınırlamalara dikkat edilmeden mükerrer isteklere neden olacak şekilde ikinci takip dosyası üzerinden takip başlatılmasının hatalı olduğu- İptaline karar verilen icra dosyasındaki alacak kalemleri ve fer'ileri yönünden ilk takip dosyası dosyasından ek takip talepnamesi düzenlenmek suretiyle takibe devam olanağı bulunduğu-
Sigorta hukukundan kaynaklanan rücuen tazminat talebine ilişkin genel haciz yolu ile yapılan takipte, borçlu kendisine gönderilen yenileme emri üzerine zamanaşımı şikayetinde bulunsa da, bu davalarda ceza zamanaşımı uygulanmayacağı-
Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceği-Alacaklının tahsil harcından muaf olduğu şikayeti bir hakkın yerine getirilmemesi iddiasını taşıdığından, İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süreye tabi olmadığı-
İhale konusu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinden; taşınmaz üzerinde 3. kişi banka lehine 1. dereceden ipotek tesis edildiği, taşınmazın eski maliki borçlu tarafından ipotek sahibi bankaya satışının yapıldığı, ancak ipotek kaydının terkin edilmediği görülmüş olup, tasarrufun iptaline karar verilmesiyle, taşınmazın kaydî durumun, iptal edilen tasarruftan (taşınmazın ipotek sahibi bankaya devrinden) önceki haline döneceği; taşınmaz üzerinde şikayetçi banka lehine kurulan ipotek hakkı mevcudiyetini koruduğundan, icra müdürlüğünce ipotek alacağı dikkate alınarak işlem yapılması gerektiği-
Faize faiz yürütülmesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 121/2 (B.K 104/son) maddesi gereğince mümkün olmadığı ancak kapitale dönüşen faiz alacağının, ancak paranın faiz geliri elde etmek amacıyla ödünç verilmesi veya herhangi bir şekilde bir süre borçluda kalması üzerine faiz ödenmesinin öngörüldüğü hallerde söz konusu olabileceği- İşletilen kanuni faizin ilamda belirtilen asıl alacağa eklenemeyeceği, faiz alacağı olarak ayrıca istenebileceği ancak faize faiz istenilemeyeceğinden bu alacağa faiz hesaplanmasının mümkün olmadığı-
6552 sayılı Kanun'un 123. maddesi ile 5393 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 8. maddesinin son cümlesinde hacizlerin kaldırılması usul ve yöntemini "söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır.” şeklinde açıkça belirtildiğinden, bu durumda Mahkemece İcra Müdürlüğü'ne 6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda 15. maddenin son fıkrasına eklenen hüküm gereğince işlem yapılması yönünde talimat vermekle yetinilmesi gerekirken anılan yasal prosedürün işletilmesi sağlanmadan mevcut hacizlerin kaldırılması şeklinde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Geçersiz olan bir itiraza dayalı olarak takibin durdurulmuş olmasının, "bir hakkın yerine getirilmemesine" ilişkin olduğundan, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz olarak şikayet konusu edilebileceği-