Tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içerisinde ileri sürülmesi gerektiği-
Bilirkişi raporunda, faiz ve Eruo kuru hesabının, ihtiyati haczin kesinleştiği tarihe göre değil, takip dosyasına yatan paraların dosyaya girdiği tarihe göre yapılmasının yerinde olduğu-  Şikayet konusu yapılan ve bilirkişi tarafından da esas alınan dosya hesap tarihinden önce olan ödemenin bilirkişi tarafından hesaplamada dikkate alınmadığı görüldüğünden, takip dosyasında yapılan tahsilatlar nazara alınarak denetime elverişli olacak şekilde ek bilirkişi raporu alınması gerektiği-
İlamlı icra takibinde borçlunun, icra emrinin tebliğinden sonraki bir dönemde, ilamın zamanaşımına uğramış olduğu iddiasında ise, İİK 33/2 fıkrası uyarınca bir zamanaşımı itirazını her zaman ileri sürebileceği-
Haczi öğrenme tarihine göre başvuru süresinin son günü resmi tatil günü olan Cumhuriyet B.ına rastladığından, resmi tatili takip eden ilk iş günü yapılmış olan itirazın süresinde olduğu-
Borçluya İİK'nın 103. maddesine ilişkin davetiyenin tebliğ edilmediği ve bu durumda, borçlunun taşınmaz üzerine yapılan hacizlerden en erken dilekçe tarihinde haberdar olduğunun ve yapılan meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerektiği- Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerektiği- Zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipoteklerin, adı geçenin, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engelleyeceği- Şikayete konu taşınmaz üzerinde ipoteği bulunan banka ile borçlu arasında imza olunan kredi sözleşmesi gereğince (mortgage kredisinin teminatı olmak üzere) adı geçen banka lehine kurulan ipoteğin, sosyal amaçlı kredinin teminatını teşkil etmesi ve dolayısıyla zorunlu ipoteklerden olması karşısında, borçlunun, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunmasına herhangi bir engel bulunmadığı-
Kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin ilamlarda harç ve vekalet ücretinin maktu olduğu-
Alacağın varlığı ve miktarı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından, mahkemece bu yönde bir ilam alınmadan başlatılan icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği- İİK. mad. 68/b ve 150/ı 'nın tüketici (konut) kredilerinde uygulanma olanağı olmadığı- İlam niteliği bulunmayan belgeye yönelik şikayetin süresiz olarak ileri sürülebileceği-
Satış ilanının vekile tebliğinin gerekeceği, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının da sonuca etkili olmadığı-
İhale kesinleştikten sonra, satış işlemleri sırasında icra müdürlüğünce usul ve yasaya aykırı işlemler yapıldığı ve muvazaa nedeniyle genel hükümler dairesinde ihalenin usulsüz olduğu iddiaları ile icra müdürlüğünce tapu müdürlüğüne yazılan tescil müzekkeresinin yok hükmünde olduğundan bahisle tapu tescil işlemlerinin iptaline ve bu talebin reddine yönelik başvuruda icra mahkemesince "ihale kesinleşmiş olduğundan ve muvazaalı satış yapıldığı iddiaları yargılamayı gerektirdiğinden istemin reddine" karar verilmesi gerekirken, icra mahkemesince "gönderme kararı verilemeyeceği" gözardı edilerek dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte alacaklının, ihaleye teminatsız katılıp, taşınmazı alacağa mahsuben almasına rağmen icra müdürlüğü tarafından ihale bedelini ödemek için tarafına on günlük süre tanındığını, süresinde ihale bedeli ödenmediği gerekçesiyle de ihale kararının kaldırılmasına ve ikinci sırada en yüksek pey süren kişiye muhtıra çıkarılmasına karar verildiğini ileri sürerek icra müdürlüğü işleminin iptalini talep ettiği, mahkemece şikayetin süre aşımından reddine karar verildiği, talep konusunun bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olduğundan İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tâbi olduğu-