Aynı konudaki talep üzerine talebin mükerrerlikten reddine karar verilmesi gerektiği-
Somut olayda takip dayanağı Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 04.02.2014 tarih 2012/1 Esas 2014/1 Karar sayılı ilamında davalı olarak "Karayolları Konya 3. Bölge Müdürlüğü’ne izafeten Karayolları Genel Müdürlüğü" gösterilmiş olmasına rağmen, Konya 12. İcra Dairesi’nin 2014/9091 Esas sayılı takip dosyasında borçlu olarak "Karayolları Konya 3. Bölge Müdürlüğü" gösterilmiş olup söz konusu takibin ilama aykırı olduğu anlaşılmakla takibin iptali yönünde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Şikayete konu, icra emri incelendiğinde toplam 185.174,48 TL alacak belirlendikten sonra, icra emrinin alt kısmında "borcunuzu hemen öderseniz" başlığı ile yeni bir hesaplama ve farklı takip toplamı gösterilerek, neticeten 209.993,99 TL toplam borç hesabı yapılmışsa da bu hesaplamanın İcra İflas Kanunu'nda yeri olmadığı, bu durumun "icra emri"nin iptalini gerektirmez ise de "borcunuzu hemen öderseniz" başlıklı bölümde yer alan 2. hesap kısmının icra emrinden çıkarılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Tüzel kişiliği, dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmayan adi ortaklığın, düzenlenen takip talebi ve ödeme emrinde taraf olarak gösterilmediği gibi adi ortaklığa yönelik takip işlemi yapılmadığı görüldüğünden, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra müdürlüğünce; alacaklının gösterdiği adreste, haciz işleminin yapılması gerekirken, ''haciz mahallinde bulunan 3. kişi şirket hakkında verilmiş ihtiyati tedbir kararı bulunduğundan'' bahisle talebin reddedilmesinin doğru olmadığı, zira, icra müdürünün haciz uygulamasından sonra 3. kişinin istihkak iddiasında bulunması mümkün olup, icra müdürlüğü kararında yer alan, haciz istenen adreste bulunan şirket hakkında iflas erteleme davası sırasında verilmiş ihtiyati tedbir kararı olduğu yönündeki gerekçenin, ancak, istihkak davası sırasında tartışılıp değerlendirilebilecek hususlardan olduğu-
Ödeme emrine ilişkin tebligatta, borçlunun adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı tespit edilmediği gibi, beyanda bulunan komşunun adı ve soyadının da tevsik edilmediği ve yine haber bırakılan komşunun kim olduğunun da tebligat mazbatasında açıkça belirtilmediği görülmekle, söz konusu tebliğ işlemi, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30. ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüz olduğundan, İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itirazın koşullarının bulunmadığı, mahkemece, süresinde olmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, istemin gecikmiş itiraz olarak nitelendirilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Ödeme emri ile birlikte takibe dayanak belgelerin tebliğ edilmediğine ilişkin şikayet dışındaki tüm iddialar itiraz niteliğinde olup, itirazın icra dairesine yapılması gerektiği-
Borçlunun ölümü ile İİK. mad. 53 uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren yedi günlük sürede kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunma haklarının bulunduğu- Borçlunun vefatı nedeniyle muris yönünden haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından, mahkemece istemin reddi yerine yargılamaya devam edilerek sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Muhdesatın tespiti talebinde ihtilafın taşınmazın aynıyla ilgili olmadığından, muhdesat sahibinin hakkının, sadece şahsi bir hak olduğundan (TMK mad. 722, 724, 729), bu konudaki ilamın infazı için kesinleşme koşulu aranmayacağı- 12.11.1979 tarih ve 1/3 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararı uyarınca olumlu tespit davası olan kira parasının tespitine dair ilamların kesinleşmeden takibe konulamayacağı hususu istisna olmak üzere olumlu tespit ilamlarının infazı için kesinleşmeleri gerektiğine dair yasal bir düzenleme bulunmadığı-
Şikayete konu haciz işlemi, borçlunun, şikayetçi nezdinde bulunan teminatlarının haczine ilişkin olup, şikayetçi idarenin, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında aldığı teminatlara haciz konulması halinde, anılan Kanunlara aykırı olan bu işlemin iptali için icra mahkemesine süresiz olarak şikayet yoluna başvurmasında hukuki yararı olduğunun kabulü gerekeceğinden, mahkemece, anılan yasa hükümleri uyarınca şikayetçi idare nezdinde bulunan borçluya ait teminatın haczi mümkün olmadığından şikayetin kabulü ile birinci haciz ihbarnamesinin “teminat bedellerine” kısmının iptaline karar verilmesi gerekeceği-