Alacaklının usulüne uygun olarak yapmış olduğu satış talebinin, satış isteme süresini, icra müdürlüğünün bu konuda bir karar vermesi gerekmeksizin keseceği-
Hesap kat ihtarında yalnızca şirket isminin geçtiği ve bu firmanın borçları için hesap kat ihtarı düzenlendiğini, limiti aşan miktarın talep edildiği, bu nedenle takibin iptalinin talep edildiği şikayet üzerine, mahkemece "icra müdürlüğünce önce ödeme emri çıkartıldığı daha sonra icra emri çıkartıldığı" gerekçesi ile icra emrinin iptaline karar verilmişse de, icra mahkemesinin gerekçesinde dayanak yaptığı hususlar şikayete tabi olup, yasal süresi içinde borçlu tarafından şikayet konusu yapılması halinde incelenebileceğinden, bu hususların kamu düzenine ilişkin olmadığından mahkemece re'sen dikkate alınamayacağı-
Taşıınmazın, borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması gerektiği- Şikayetçinin, haciz tarihi itibariyle taşınmazların kendisine ait olduğuna ilişkin iddiasının değerlendirilmemesinin hatalı olduğu-
Haciz müzekkerelerinin ait olduğu icra müdürlüğünün ve ilgili takip dosyalarında alacaklı vekillerinin aynı olması karşısında, her bir dosya için ayrı müzekkere yazılarak bunların aynı zarfta gönderilmesinin dava ve usul ekonomisine uygun olacağı-
Borçluya 103 davetiyesi tebliğ edilmediği, borçlunun hacizden en erken haberdar olduğu tarih kıymet takdirine ilişkin keşfin tarihine göre meskeniyet şikayetinin süresinde olduğundan, mahkemece meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İdarenin, Devlet İhale Kanunu ve Kamu İhale Kanunu kapsamında aldığı teminatlara haciz konulması halinde, işlemin iptali için icra mahkemesine süresiz olarak şikayet yoluna başvurabileceği-
İpoteklerin, borçlu şirketin doğmuş ve doğacak borçlarını teminen kurulmuş üst sınır (limit) ipoteği oldukları görüldüğünden ve böylece şikayetçi borçlu ve aynı zamanda ipotek verenin sorumluluğu, ipotek limitleri toplamı ile sınırlı olup, takipte talep edilen toplam alacağın, ipotek limitinin üzerinde olduğu anlaşıldığından ipotek limitini aşan kısımla ilgili takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamlı takip sonucunda alınan rehin açığı belgesiyle ilamlı takip yapılabileceği- Bu nitelikteki takip nedeniyle verilen rehin açığı belgesi takip hukuku açısından ilam niteliğinde olup içerisinde yazılı alacağın varlığı ve miktarı icra mahkemesince tartışılamaz ise de; borçlunun dayanak belgedeki alacağın miktarını asliye hukuk mahkemesinde dava konusu yapması halinde, rehin açığı belgesinde yazılı olduğu kadar borcun bulunmadığı yönündeki bu dava menfi tespit davası olup mahkemece incelenip karara bağlanması gerektiği, mahkemece "davacının iddiasının rehin açığı belgesindeki hesabın yanlış olduğuna ilişkin olması nedeniyle icra memur muamelesini şikayet niteliğinde olduğundan davaya bakma yetki ve görevinin icra mahkemesine ait olduğu" gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takipte; ilam gereği işlem yapılarak davacının mütevelli heyeti başkanlığını ifa edebilmesine ilişkin işlem tesisinin talep edildiği anlaşılan ilamda, yargılama gideri ve avukatlık ücreti dışındaki kısımlar eda hükmünü içermediğinden ilamlı takibe konulamayacağı- İcra müdürü kendi verdiği karardan dönemez ise de bu husus şikayete konu edildiğinde hakim tarafından her iki kararın da denetlenmesinin mümkün olduğu-
Adi ortaklığın aktif ve pasif dava ehliyeti bulunmadığından, takibin veya davanın bütün ortaklar aleyhinde açılmasının zorunlu olduğu; bu konudaki şikayetin süresiz olarak yapılabileceği ve mahkemece de re’sen gözetilmesi gerektiği-