İİK.nun 82. ve 16. maddesinde icra memuruna tanınan takdir yetkisi, İİK'nun 82. maddesi kapsamında malın haczi kabil olup olmadığı ile sınırlı olup, icra müdürünün bunun dışında, haciz yapılan adresin üçüncü kişiye ait olduğu gerekçesiyle haciz talebini reddetme yetkisinin bulunmadığı, böyle bir durumda yapılması gereken işin, istihkak iddiasının tutanağa geçirilip İİK'nun 97. ve 99. maddeleri uyarınca istihkak prosedürünü işletmek olduğu-
İcra emrinin tebliği üzerine İİK'nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK'nun 581. ve devamı maddeleri kapsamında icra kefalet işleminin İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceği değerlendirilerek, ilamlı takibe konu edilemeyeceğinin belirlenmesi halinde, kefaletin geçersizliğine değil, bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin ve varsa icra kefili sıfatı ile yapılan işlemlerin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İlamda hakkında hüküm kurulmayan kişiye karşı ilamlı takip yapılamayacağı-
Arsa sahibi aleyhine açılan tapu iptali ve tescili davasında yargılama aşamasında tüketici mahkemesinin yazısı ile tapu kaydına "kesinleşmemiş mahkeme kararı vardır" şerhi yazılması halinde önceden tesis edilen ipotek ve haciz şerhlerinin kaldırılması olanağı bulunmadığı- Hükmün kesinleşmesinden sonra tapu kaydına yazılan şerhlerin lehdarlarının tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişi konumunda sayılmayıp TMK mad. 1023'ün korumasından yararlanamayacakları-
Bir şikâyetin görülmesi ya da icranın geri bırakılması isteminin karara bağlanabilmesi için ortada derdest bir icra takibi olması gerektiği-
İcra mahkemeleri kararları kendi aralarında kesin hüküm oluşturacağı- Aynı konu, aynı taraf ve aynı sebebe dayalı olarak derdest bir itiraz dosyasının bulunması halinde istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
(E. hükmü içeren ve kesinleşen) Sayıştay kararı ile ilamların icrası yolu ile takip yapılabileceği-
Borçlu vekilinin, müvekkili aleyhine yapılan takipte talep edilen faiz oranı ve miktarlarının fahiş olduğunu, alacak kalemlerinin nete çevrilmeden icra takibine konu edildiğini belirterek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu doğrultusunda istemin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu vekilinin temyiz dilekçesine eklediği aile nüfus kayıt örneği içeriğinden borçlunun 103 davetiye tebliğ şerhinde belirtilen "N.. Ö.." adında bir kardeşinin olmadığı görülmekle 103 davetiye tebliğinin usulsüz olduğunun kabulü gerektiği, kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği 03.12.2014 tarihi itibariyle ise 08.12.2014 tarihinde yapılan şikayetin süresinde olduğu-
Mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu doğrultusunda istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken belli bir miktara ilişkin olmayan itiraz hakkında kısmen kabul kararı verilerek borçlu aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmesinin doğru olmadığı-